2 Mayıs 2017 Salı

Bütünsel Bilim Açısından “Bilinç” İçin Bir Deneme - Bölüm 3 (Erdoğan Merdemert, 2 Mayıs 2017)


Bütünsel Bilim Açısından “Bilinç” İçin Bir Deneme - Bölüm 3

Zeki varlıklar açısından Us, genelinde sadece hayatın akışında bilinçli varlık tarafından kullanılacak yaşam desteği gibi gözükse de, onun varlıktan önce bilinç üzerinde yürürlüğe girme koşulu olmalıdır, çünkü ilk önce bir-yerde olmanın (örneğin dünya üzerinde) zorunluğu, daha sonra böyle bir yerin üzerindeki “kendi” nin var olduğu bilincinin edimselliği gerekir. Edimsel bilinç, şimdide kullandığımız ve nörobilimsel alanda da var olduğunu kabul ettiğimiz saltık bilinçlilik (kendini bilme) durumudur. Böyle bir zemin tüm varlık biçimlerinin zorunlu tek zemini olmalıdır ki üzerinde türeyecek olan bir tarih de artık başlayıp devam edebilir. 

Konumuz doğrudan büyük anlatı ile ilgili olmasa da bilinç açısından herşeyin kendisinden (bilinçten) kaynaklandığını vurgulamak önemli. Bir-yerde bulunan edimsel bilinç, saf kendi farkındalığının varlığı olmaktan daha fazlası olduğundan, onun moral değerleri, dil yeteneği, sanat ve duygu alanlarına iye açınımları, kendi çoklu bütünsel dünya tininin belirişidir. 

Yaşamın anlamlandırılması onun yalnızca  yorumlanması değildir, bilinç bunu yorumlamadan, otonom bir şekilde bir miktar da olsa kendiliğinden yapmaktadır. Şimdi bu kendiliğinden olan a-priori bilme, kant'ın ünlü transandental tanımına giren ortak payda olsa da, ilkel yaşam dönemi için ve yaşamın ileriye taşınması için gerekliydi. Buradan başlayıp da devam edebilmiş olan insanlı dünyanın var oluşu, uzun bir bilinçli vahşilik sürecinden sonra dil ile taçlanarak ve değerlerle bezenerek bugüne geldiğinde üzerine (bilincin zeminde sabit kalması şartı ile) etik, estetik, törellik, bilim, sanat ve din gibi yükselen kategorileri almıştır.


Bilinçli olmanın yaydığı ışıkta var olan, us ve özneye ait “ben” gibi yine bu alana giren bütün soyut öznel ve mutlak tarifler, töz, düşünce, görünen öz, yansıma, derin düşünme, idea, ide; hepsi de birbirine katı sınırları olan soyut varlık koşulları değildirler, onlar sürekli birbirlerine geçişli, buna rağmen gerektiğinde karşıt ama çoğu zaman koşut işleyen holistik yapılardır ve bütününde bir sistemdir ki böylece insan tinini ve bu tinin karakterini oluştururlar. Doğada var olan bu sonlu tin bilinçtir ki onun zamanda yok olması, onun sonluluğu olacak (kötü sonsuz) ama bir sonraki ve “son” geçişte (aufheben), saltık tinde kapsanarak sonsuz olacaktır.

Erdoğan Merdemert (2 Mayıs 2017)

Devam edecek.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder