Bütünsel Bilim Açısından “Bilinç” İçin Bir Deneme - Bölüm 4
Yeniden bilinçli olmanın nörobilimsel fizyolojik yapısına
dönersek, onun felsefi tariflerinden tamamen sıyrılıp sanki bir eleman
organizasyonu imiş gibi ele almamız, dahası şimdi önümüzde duran bu karmaşık
doku yumağını tam bir materyalist yaklaşımı ile irdelememiz gerekir.
Madde
olduğu, birimlerden oluştuğu, tam anlamı ile bir sistem mantığı ile çalıştığı,
bileşenlerinin temelde aynı ama morfolojik olarak farklılıklar oluşturduğu,
birimler arası bağlantı sayısının neredeyse trilyonlara ulaştığı, suyun içinde
çalıştığı, yüksek sayıda paralel işlem yapabildiği halde çok ısınmadığı ve yine
diğer birçok maddesel analitik özelliği olduğu doğrudur.
İnsan beyninin bilinç
açısından fizyolojik çözümlemesi, onun felsefi açıdan ele alınıp
yorumlanmasından çok daha zor ve bir o kadar da masraflıdır, denekler üzerinde
çalışma yapmak etik olmadığından ve yasalar ile kısıtlandığından genelde
maymunlar ve fareler üzerinde çalışma yapılmaktadır. Ancak, tedavi ve araştırma
amaçlı ileri görüntüleme sistemleri insanlar üzerinde kullanılmakta ve son
dönem çalışmalarında oldukça başarılı sonuçlar da alınmaktadır.
Bu görüntüleme
sistemleri yapay veya doğal olarak aktif edilen beyin bölgelerinde ani kan
akışlarını tespit edebilmekte ya da o bölgedeki artan enerji gereksiniminden
doğan glikoz miktarını ölçebilmektedir (fMRI, SPECT ve PET ile). Dahası beynin
voksel denilen hacimsel elemanlarının, piksel denilen görsel elemanlara
çevrilmesi ile elde edilen bilgisayar destekli görüntüleme sistemleri ve
cihazları son derece ileri görseller sunmaktadır (Tractographic DTI ve
Optogenetic 3D görüntüleme teknikleri). Bu görüntüleme sistemleri ile beyin
alanlarındaki ak madde yolaklarının da genel birleşik yolları
gözlenebilmektedir.
Nöron bilimindeki ilk deneylerde bir nöronun tepkisi, onu
uyaranın başlangıcını takiben sabit bir zaman penceresinde tepkisel ateşleme
sayısını sayarak ölçülmüştür. Modern deneylerde ise genellikle aynı uyarı
birçok kez tekrarlanır (40 ya da 50 kez ve 400 ms süre ile) ve tekrarlanan
sunumlar boyunca elde edilen verilerin örneğin, 30 kez tekrarlanan aynı uyarana
verilen sinirsel tepki, Fred Rieke ve David Warland'ın (professor of physiology and biophysics at the
University of Washington School of Medicine) ortak çalışmalarında, 30
ayrı biçim göstermektedir. Aynı uyaranın 30 tekrarındaki 30 değişik noktalama
diyagramı adı geçen araştırmacıların SPIKE adlı kitabında noktalamalar ile
gösterilmektedir.
Bunun anlamı basit bir görsel uyarıya bile gösterilen algı tepkisinin
olasılıksal karakterde olmasının, bu bilimin ne kadar zor bir durum ile karşı
karşıya olduğunun resmidir. Burada bilim tarafından yapılacak şey, bu 30 farklı
noktalama diyagramının bir ortalamasını almak (histogram) ve bunun üzerinden
matematiksel olarak ilerlemektir.
Erdoğan Merdemert (5 Mayıs 2017)
Devam edecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder