26 Eylül 2018 Çarşamba

Maslow'un Gereksinimler Hiyerarşisi Kuramının Holistik-Karakter Eğitimi Bağlamındaki Genel Çerçevesi (Mustafa Özcan, 26 Eylül 2018)


Maslow'un Gereksinimler Hiyerarşisi Kuramının Holistik-Karakter Eğitimi Bağlamındaki  Genel Çerçevesi 


Abraham Maslow’un “Gereksinmeler Hiyerarşisi Kuramı”nın (*) eğitsel amaç çerçevesinde kullanımı holistik eğitim bağlamında ele alındığında bunun bireyin öğrenme işlevine yönelik olarak en önemli katkısı “kendi-kendine-öğrenme” istemi için gereken holistik-bilgisellik kapsamında konuya özde yepyeni olan bir açılım getirmesidir. 
Öğrenilen yeni holistik bilgi ve bunun edinim tarzı ve de sonuçta elde edilen yaşam için gerekli teorik-pratik birikim öğrenen için ilkeler ve değerler kökenli bir karakter eğitimi ortaya koyabilmek ve böylece de hayatını olumsuzluklara karşı koruyabilmek için yepyeni bir açılım sağlamaktadır. 
Bu hedefin yerine getirilmesinde önemli bir etmen güdülenme bağlamında uygulanması gereken Amitai Etzioni’nin (**) tanımladığı karakter eğitimidir.  Öğrenenler bir Maslow’a göre güdülenirken öte yandan da Etzioni’nin tanımına uygun karakter eğitimini almış olaraktan holistik yaklaşımlı bir öz-öğrenme sürecinin akışı içinde yaşam sürdürme olanağına kavuşmuş olurlar.
Bu yaklaşım 21. yüzyıl eğitim sistemi üzerinde en büyük etkisi olan bir çözüm olacaktır. 
Ancak kendi kendine öğrenenin en yüksek düzeyli öğrenme potansiyeline ulaşma yeteneğine sahip olması için öğrenenin öğrenmeye en verimli biçimde yatkınlık kazanmış olması gerekmektedir. Bunu için de merak eden, bilgi ve bilmeyi öz-gerçekleştirim statüsüne yükseltmiş olmayı en yüksek değer olarak gören bir anlayışı (karakteri) edinmiş olması gerekmektedir.
Diğer bir deyişle öz-öğrenen olmak için yaşamsal gereksinmelerde fizyolojik, güvenlik, aidiyet, saygınlık, bilme-anlama ve estetik aşamalarını geçmiş olaraktan bilgisel                  öz-gerçekleştirim aşamasına ulaşmış olmanın gerektiğini de bu vesile ile aktarmanın yerinde olacağını düşünüyorum.
Mustafa Özcan (29 Eylül 2018)
____________




Bilim insanı (Latif Demirci - Hürriyet Gazetesi, 26 Eylül 2018)




Latif Demirci - Hürriyet Gazetesi (26 Eylül 2018)

25 Eylül 2018 Salı

SİSTEM TANIMI ve GENEL SİSTEM TEORİSİ (Tarık Akın, 25 Eylül 2018)


SİSTEM TANIMI

Sistem kelimesi, kullanıldığı bilim dalına göre değişik anlamlar içerir. Örneğin termodinamik biliminde enerji-güç bağlantılarını tanımlamak ve reel sistemlerin verimini ideal sistemler yardımıyla belirlemek, bütün çevrimleri fizik ile kimya yasalarına dayandırarak girdiler ile çıkan ürün arasındaki bağlantıları tarif etmek amacıyla sistem kabulleri yapılır. Elektronikte ise girdilerin ve çıktıların sinyallerden ve bilgilerden oluştuğu sistem tarifleri yapılır. Fiziksel sistemler dışında; felsefede dizge anlamında kurulmuş sistemler, sosyoloji ve ekonomi alanında ise insan gruplarını veya işletmeleri, çevresiyle ilişkiler bağlamında tarif eden ve bu etkileşimi irdeleyen sistem tarifleri vardır.

Hangi bilim dalına göre olursa olsun genel olarak sistem kavramı; içinde bulunduğu ortam ile ilişki içerisinde, kendini oluşturan elemanların birbirleri ile etkileşim içinde olduğu, sonuç olarak dışardan alınan materyal, enerji, sinyal veya bilgi ile bir ürün ortaya çıkaran ve bunu kendi başına (otonom) yapan mekanizmalardır.

ŞEKİL: SİSTEM YAPISI VE BİLEŞENLERİ



  

GENEL SİSTEM TEORİSİ

Sistem kavramının bu kadar geniş kapsamda kullanılması ile; tüm sistemlerin ortak özelliklerinin belirlenerek bir temele oturtulması ihtiyacı doğmuş ve Avusturya’lı biyolog Bertalanffy tarafından “Genel Sistem Teorisi” ortaya çıkarılmıştır.
Bu teoriye göre önce sistemler varoluş şekline göre “doğal sistemler” ve “soyut sistemler” olarak, sonra da işlevsellik özelliklerine göre “statik” ve “dinamik” olarak sınıflandırılmıştır.

GENEL SİSTEM TEORİSİNE GÖRE SİSTEMİN ANA UNSURLARI

Genel sistem teorisine göre bir sistemde olması gereken asgari yapısal ve işlevsel unsurlar, her bir sistemin sahip olması gereken ortak unsurlar olarak aşağıda sıralanmıştır:


ŞEKİL:SİSTEMİN ANA UNSURLARI

  




a)    Her bir sistemin içinde bulunduğu ortam ile sınırları vardır ve bu sınırlar üzerinden ortam ile materyal, enerji, sinyal ve bilgi alışverişi sağlanır.
b)    Sistemler sınırlar üzerinden aldıkları girdileri sistem bünyesinde operasyona tabi tutup, operasyon ile ortaya çıkan ürünü yine sistem sınırları üzerinden içinde bulundukları ortama verirler. Girdiler ve ürün de dahil çıktılar arasında matematiksel ilişki vardır, çıktılar girdilerin fonksiyonlarıdır.
c)    Sistem içerisinde elemanlar bulunur. Bu elemanlar arasında da matematiksel ifade edilebilen ilişkiler ve etkileşimler vardır. Çekirdek elemanlar olarak adlandırılma, bir önem sırasını değil,   bu elemanlar arasındaki ilişkinın basit matematiksel bağıntılar ile ifade edilebileceğini, diğer elemanların ilişki ve etkileşimlerinin, dolaylılık nedeniyle ancak üst dereceden matematiksel bağıntılar ile ifade edilebileceğini vurgular.
d)    Sistemler otonomdur, yani yürütmekte oldukları; girdiler, çıktılar ve sistem elemanları arasındaki ilişki ve operasyonları tamamen dışardan müdahale olmadan , bağımsız olarak gerçekleştirirler. Sistemler otonom olmalarına karşılık autark değildirler, yani devamlılık ve sürdürülebilirlik için kendi başlarına yeterli olmayıp, içinde bulundukları ortama bağımlıdırlar.
e)    Sistemlerdeki her bir operasyon, süreçlerin kayıpsız geri dönüşlü (tersinir) olmamasından dolayı, sistemde entropi artışına neden olur ve bu yüzden tüm sistemlerin etkinlik süreleri sonludur. Sistemlerdeki etkin olma durumunun olabildiğince uzun olması ve yıkıcı dış etkilere karşı koyması için. Tolerans mekanizmaları geliştirilmiştir. Toleranslar genelde iki aşamalı çalışır. Birinci aşamada, sistemi tehlikeye düşürecek yıkıcı güçleri elimine etmek için rezerv olarak saklanan; materyal, enerji ya da mekanizmalar devreye sokularak savunma yapılır. Ancak bazı durumlarda yıkıcı güçleri elimine etmek için mevcut rezervler yeterli olmazlar. Bu durumda ikinci aşama tolerans mekanizması devreye girer ve tolerans rezervlerinin yükseltilmesi işlevi başlar. Bu yapısal bir değişim anlamına gelir. Ancak canlılarda tüm yapı mevcut DNA kodları ile belirli ve değişmez olduğu için, ikinci aşama tolerans mekanizması sistemi kurtaramaz ve doğal seçilim devreye girerek tolerans seviyesi yüksek olanların hayatta kalmasını ve böylece sistemin evrimini sağlar.
f)     Sistemlerin içinde bulunan elemanlar da çoğu zaman bir alt sistemdir. Bu durumda üst sistem, alt sistemlerin bir toplamı olarak ve alt sistemlerin karakterlerinden bağımsız olarak, operasyonları yürüten otonom bir yapı olarak kendini gösterir. Örneğin insan; beden ve zihin alt sistemlerine eleman olarak sahip olan bir üst sistemdir. Beden ve zihin insan sisteminin alt sistemi olmalarına rağmen; beden solunum, dolaşım, üreme vs alt sistemlerinin üst sistemi; zihin de algı, düşünme, hissetme vs. alt sistemlerinin üst sistemidir.
Sistemlerin içiçeliği artıkça kompleks yapısı ve karmaşıklığı daha üst seviyelere doğru artış gösterir.
  
Tarık Akın (25 Eylül 2018)


6 Eylül 2018 Perşembe

Holistik Düşünce (Yavuz Özler)


Holistik Düşünce

Yaşadığımız günlere dikkatle baktığımızda, gördüklerimizin gerçek olmadığı, sadece birer görüntüden ibaret olduğu, olayların altında yatan ana sebepleri anlayabilmek, ona göre yaşantımıza, davranışlarımıza yön verebilmek, herhangi bir kayıp yaşamamak, keşke dememek durumunda olmalıyız. Bu durumda olabilmenin, bir bilgi birikimi ile yaşanabileceğini biliyoruz.

Ezoterik öğretinin ne olduğuna, simgeler ile verilişinin sebeplerine, yaratacağı düşünce zenginliğine dikkat, bizlerde farklılık yaratacaktır. İnsanlar, başlangıçta hiç yoksa fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçlarından kurtulup, bir basamak yükselip, ait olma - sevgi ve saygınlık ihtiyaçlarını gidermelilerdir. Bu seviyeye ulaşabilmek için çok emek vermemiz gerekmektedir.

Buraya kadar olan bölgede tutunabilmek için fiziksel ve ruhsal yönlerde yapılacak çalışmalar ile sırasıyla mizaç - karakter  ve kişilik özelliklerimizi gelişerek bilinçaltı - bilinç bölgelerimizde, denge içinde olmamız, iç ve dış yaşantımızın birbirine uyumlu olmasını sağlamamız, sağlığımız açısından faydalı olacaktır.

Büyüklerimizin söylediği gibi '' sağlam kafa sağlam vücutta bulunur '' , '' olduğun gibi görün veya göründüğün gibi ol '' da belirtilmek istendiği gibi yaşamalı, denge halini kaybederek MASKE takmak durumunda kalmamalıyız.  

Problemlerimizi, tatminsizliğimizi, denge ortamı içinde çözümlemek için durumumuzu holistik bir gözle inceleyerek, boşluk - endişe - öfke - intihar sürecinden uzaklaşmak becerisinde bulunabiliriz.

Yapılacak HOLİSTİK TERAPİ her adımda sosyal, fiziksel, zihinsel, duygusal ( psikolojik ) bölümleri ihtiva edecektir.

BOŞLUK ve tatminsizlik ile başlayıp, oluşan ENDİŞE den kurtulup, iyileşmeye geçerek HUZUR'u bularak, düşünme ve hareketlenme ile ihtiyaçlarımızın son seviyesi olan HOLİSTİK YARATICILIK'a ulaşmak mümkün olacaktır.
 
Kadıköy Düşünce Platformu ile ulaştığım Holistik - Bütünsel Bilgi ÖZETİ'nin bana verdiği sonuç; hastalık yoktur, hasta vardır sözü örneği.

HOLİSTİK, maddiyattan başlayıp, özgerçekleştirme ( bireysel psikoloji ) ye olan süreç, Sibernetik, Sistem Teorisi, Sistem Bilim ( hiyerarşi ) , Sosyal Teoriler ve Karmaşık Sistemler Akışı içinde  HOLİSTİK DEVRİM ini, BÜTÜNSEL YARATIM'ını  yaratarak sürdürecektir,

Sözlerimin bir kehanet olmadığını, araştırarak bazı yazıtlarda görmeniz mümkün olacaktır.

Tarafıma gelen Pazar Sabahlarını aktarıp, birkaç söz ekleyerek huzurlarınızdan çekileceğim, 

-  Farkındalık, psikolojiktir,
-  Çatışma ile diyalektik doğar,
-  Detaya girince TEZ / ANTİTEZ i kaybedersin,
-  Maneviyatınız, miras alınmamalı, keşfedilmelidir,
-  Diyalektik insanı geliştirir,
-  Eğitimin %80 i tekrardır,   

Yaratıcılık Dolu Günler Dilerim, 

Yavuz Özler