31 Mayıs 2015 Pazar

Duyuru: Toplantı saatlerinde değişiklik


KDP Cumartesi Sohbet Toplantıları 'nın toplantı saatlerinde değişiklik yapılmıştır. Yeni düzenlemeye göre toplantılar 6 Haziran 2015 tarihinden itibaren yaz dönemi boyunca her hafta cumartesi günleri 15.00 - 17.30 saatleri arasında yapılacaktır. 

Toplantı yeri her zaman olduğu gibi Caddebostan Kültür Merkezi'nde, ana girişin bir alt katında (birinci bodrum kat) bulunan etkinlikler salonudur.



CKM adresi

Bağdat Caddesi, Haldun Taner Sok. No:11 / Kadıköy / İstanbul 




26 Mayıs 2015 Salı

Osmanlı Tarihi ve Tarihin Paradigmik İlkeleri -VIII- (*) (Mustafa Özcan, 26 Mayıs 2015)


Osmanlı Tarihi ve Tarihin Paradigmik İlkeleri -VIII- (*)

Tarihin özü ve tarih felsefesinin kökü olarak paradigmik ilkelerin arayışı konusunda yaptığım inceleme ve irdelemelerde geldiğim bu noktada konu şimdi sosyo-psişik bir boyut kazanma durumunda bulunmaktadır. Bu bakımdan, sosyal hareketlerin oluşum ve gelişme sürecini kısaca görmüş olduğumuz yukarıdaki aşamadan sonra artık irdeleme sürecinin olmazsa olmazı bir aşama olan kolektif kimlik ve toplumsal örgütleniş biçimleri konusundan da kısaca söz ederek olgunun çatışma (odağı) kaynağı ile birlikte bu üç ana öğesine değinmiş olma işini tamamlamak istiyorum.

Bu kapsamda başvurulacak makul bir anlıksal (entelektüel) algoritma olarak, C. G. Jung’un derlemsel (kollektif) bilinçaltı kavramından yola çıkarak M. Halbwachs’ın kollektif belleğine, oradan da ortak akıl (sosyal, sağduyusal, meta üst us) ve derlemsel kimliğe ulaşan zihinsel iz sürme işini öneriyorum. Son derece doğru diyalektik bir akışı temsil etmekte olduğu bilinç akışı ile konuyu ele alarak irdeliyorum.

Yaptığım irdelemelerin sonuçlarına göre, uygarlıklar, devletler, gelenek ve görenekler gibi bütünsel kültürsellikler v.b. şekillerde ortaya çıkmış olan toplumsal veya kültürel kurumlar mahiyetindeki yapılara karşılık gelen temsilci kollektif kimlik tiplerini hiyerarşik olarak şu şekilde saymak olanaklıdır:

                        Toplum Durumu                  Kollektif Kimlik
                        Uygarlıklar                            Dinsel Kimlik
                        Devletler                                Ulusal Kimlik
                        Etnisite                                  Etnik Kimlik
                        Ekonomiler                           Mesleki Kimlik
                        Hümaniteler                          Entelektüel Kimlik

Ayrıca, sosyal hareket’in zaman içinde enformelden formele doğru evirilerek ilerleyişi incelendiğinde örgütleniş yapıları olarak beliren aşamalarının şöyle bir yetkinlik sıralanışı içinde olduğu görülür: 

1)    Çekirdek oluşumlar (nişler),
2)    Uzlaşı grupları,
3)    İlgi grupları,
4)    Çıkar grupları (lobiler),
5)    Tüzel kişilikli örgütlenmeler (siyasi partiler, sivil toplum girişimleri, odalar, birlikler vb). 

Anlaşılacağı üzere, çekirdek oluşum ile başlayan bir sosyal hareket süreci ilerleyen yetkinleşmenin son aşamasında tüzel kişilikli bir kurumsallaşma durumuna erişmektedir.
Öte yandan, tarihin oluşum sürecinde tarih yapıcı sosyal hareketlerin etkililiğini soruşturmak son derece öğretici bir uğraş olduğunu yeniden belitmeye gerek yoktur. Konu harekete katılanların sayısı, örgütün formellik durumu, katılımcı sayısına göre etkinlik durumu gibi hususlar bakımından ele alındığında çatışma grupları olarak çekirdek oluşumların kısa zaman içinde her bir katılana göre yüksek bir etkililik düzeyi göstermekte olduğu görülür. Buna karşın çekirdek oluşumlar yaşam sürelerinin kısalığı nedeni ile kolayca yok oluş şeklinde bir olumsuzluğa sahiptirler.  Nitekim bu açmazdan çıkma, tarihin diyalektik sürecinde çelişkilerin neden olduğu olayları başlatan durumlar olarak benzer çatışma odağı sayısının (niceliğinin) belirli bir büyüklüğe erişmesi ile ortaya çıkan ağlaşma şeklindeki nitel dönüşüm sonucunda oluşan tümleşme ile mümkün olabilmektedir.

Bu gelişmeyi terminolojik olarak etolojide “sürü zekası” (İng.: swarm intelligence) davranışını açıklamakta kullanılan Pierre-Paul Grassé’nin stigmerji ( İng: stigmergy) kavramı bağlamında ele almak, bize yukarıda verilene benzer sosyal durumları doğru yerden bakarak açıklama olanağı sağlayan bir bakış açısı kazandırmış olacaktır.


Mustafa Özcan (26 Mayıs 2015)
__________________________

(*) Devamı gelecek ayki yazıda.


Holistic Science (Stephan Harding)


Holistic Science


Holistic science concerns itself with the rigorous and integrated deployment of the full capacities of the human psyche in order to develop a deeply and truly participative relationship with nature. In this respect it differs from mainstream science, which believes that we can gain reliable knowledge of the world only through analytical mathematical reasoning in order to one day achieve the ideal of complete dominance and control of nature.

The mainstream approach is hugely powerful and has yielded volumes of valuable information, but, sadly, it has unwittingly contributed to the appalling ecological and social crises that we face in our times because of a blind spot that was deliberately built into it when it was created during the 16th and 17th centuries. In essence, the great pioneering scientific geniuses of those times focused only on quantities and saw the universe and indeed any phenomenon whatsoever as nothing more than a machine which could only be fully understood by reducing it down to its essential building blocks.

Quantification, mechanism and reduction: One could say that these have been the three cornerstones of science during the past four centuries or so. Of course, there is nothing inherently wrong with these corner stones, it’s just that by discounting the other ways of knowing that come to us through sensing, feeling and intuition they have given us a distorted, one-eyed view of the world. In particular, mainstream science has ignored qualities such as the beauty of a landscape or our sense of vitality and health of an ecosystem because there appears to be no way to measure these aspects of the world. As a result, nature has been seen as nothing more than a storehouse of resources to be plundered without let or hindrance.

In holistic science we develop rigorous methodologies for healing these limitations, and in the process we discover that we heal both ourselves and the world. Firstly, we encounter the living qualities of a given phenomenon through the careful cultivation of our direct sensory perceptions together with our intuitive capacity for spontaneously apprehending the intrinsic wholeness and deep inner meaning that lies hidden at the heart of things. This is the practice of Goethe’s science, which brings with it a profound ethical concern for the welfare of whatever we are studying. Then we use our rational faculties to explore the phenomenon as a ‘complex system’. We build mathematical models of the relationships amongst the components of the system in order to explore the emergent properties and behaviors that often arise unexpectedly and unpredictably from these interactions, thereby encountering the limitations of rational knowledge itself.

In these ways holistic scientists embark on a transformative journey towards wholeness by cultivating their intuition, sensing, feeling and thinking in the practice of science as a kind of alchemical journey, as a refinement of the soul. In the process one becomes able to skilfully apply these four ways of knowing in any given situation.

For example, in some cases it might be necessary to temporarily adopt a mechanistic style of thinking to solve a problem, or to use the reductionist approach, or even to sideline the qualitative aspect of things altogether. A holistic scientist will use these approaches with the awareness that they are merely tools to be taken up and set down as is appropriate, for ultimately we discover that it is our intuitive perceptions (often supported or even triggered by mathematical reasoning) that provide the most rewarding and profoundly healing insights into the wholeness of nature.

Written by Stephan Harding


24 Mayıs 2015 Pazar

Erol Başar Hocanın ardından.. (Erdoğan Merdemert (24 Mayıs 2015)


Erol Başar Hocanın ardından..

Merhaba sayın KDP üyeleri.

Uzun zamandır blogda yazmadım ama Erol Başar bey için bir şeyler yazmam gerektiğini düşündüm.

Hoca ilk önce, çocukluğunu daha sonra tahsil hayatını ve kariyerini anlattı, Heisenberg ile tanışmış olması beni ayrıca etkiledi. Sıcak ve samimi tavırları, önyargısız ve kendi ile tamamen barışık görünümü de dış görünümü kadar yine etkileyici idi. Bizlere gerçek bir bilim insanı "mütevazı" olur imajını çok güzel geçirdi. Kendisinden, bilgisinden, erginliğinden emin olan insanların gözlerinde bu erdemlerin ışığı hep var, bunu genel görünüşlerindeki dinginlik ile de anlamak mümkün. Gidecek yolu kalmayan birisinin yaşanacak ömrü de kalmamış olmalı diye düşündüm, değişimin pozitif yönlü okunun hep havada vızıldaması gerektiği gibi bir ders aldım Erol beyden.

Mutluluklar..

Erdoğan Merdemert (24 Mayıs 2015)

10 Mayıs 2015 Pazar

Duyuru: Kadıköy Düşünce Platformu 2015 Bahar Paneli



"Kadıköy Düşünce Platformu 2015 Bahar Paneli" aşağıda belirtilen yer ve zamanda yapılacaktır. Bütün KDP grubu üyeleri ve konu ile ilgilenenler davetlidir.

Panelin Konusu: "Yaşam ve Zihinde Holizm"

Tarih: 23 Mayıs 2015

Saat: 14.00 – 17.30

Yer: İstanbul Kadıköy - Caddebostan’da bulunan CKM - Caddebostan Kültür Merkezi’nin ana giriş katının bir alt katında (birinci bodrum kat) bulunan Etkinlik Salonu’dur.

CKM adresi: Bağdat Caddesi, Haldun Taner Sok. No:11 / Kadıköy / İstanbul 


Moderatör: Ateşan Aybars
Konuşmacılar: Mustafa Özcan, Prof. Dr. Erol Başar