9 Mayıs 2013 Perşembe

"Basic Principles of Dialectic" başlıklı makale hakkında yorum (Zehra Köseoğlu, 9 Mayıs 2013)


Sn. Zehra Köseoğlu'nun, bloğumuzda daha önce yayımladığımız "Basic Principles of Dialectic" başlıklı makale hakkında yazdığı yorum aşağıda yer almaktadır.


* * * 

Konu diyalektik, İngilizce şu cümle düşündürdü beni: “In modern versions of dialectics virtually no understanding of its as development”.

Diyalektiğin gelişme olarak algılanmamasından bahsediyor. 
Yazıda karşıt kutuplar olarak anlaşılması yaygındır diyor. 

Gelişme olarak tanımlanmasına katılmıyorum.

Developlment... evren, dünya ve insanoğlu geride bıraktığı çağlara bakarak buna gelişme diyebilir. Bunda yanlış yok ama bugün kullandığımız tanımların evensel ve zamansız olarak geçerli olması beklentisindeysek, bu ne kadar doğrudur? 

Zira insanoğlunun belki de göremeyeceği ve gelişim olarak adlandırılamayacak durumlar da olabilir. Bugüne kadar hiç şahit olmamıs olmamız, gelişimdir demek ne kadar sağlıklıdır.

Değişim vardır. Tartışılmaz.
Bir ilerleme (durmama hali) de vardır. Sorgusuz.
Ama her seferinde buna gelişim vardır diyebilir miyiz? 
İşte bundan emin değilim.

Zıt kutuplardır da demiyorum, diğer kutup diye tanımlanan noktaya hiç varılamayabilir de.
Sürecin ömrüyle de ilgili.

Koşulların getirdikleriyle (bir elementin başka bir element ile birleşmesi esnasında oluşan koşullar gibi…) ve varoluşundan gelen donanımıyla birlikte sürecini tamamlar.

Sanki her varoluş (basit bir kimyasal tepkime ya da siyasal süreç bile olabilir bu, ya da bir gezegenin ömrü ya da toplumların tarihi) otomatik olarak baslangıcına evrilmeye meğillidir. Bir daire gibi.

Bu arada, daire şeklinde bakarsak zıt kutup göremiyor olmamız gerekir.

Önceden bunun baslangıca geri dönmek olduğunu düşünürdüm ama belli bir süreci geçirmis hiçbir varoluş artık eskisi gibi olamayacağıdan, bunun baslangıca dönüş değil başka bir tür tamamlama hali olduğunu farkettim.

Demek ki başlangıca evrilme dediğim şey aslında yönü belli bir devam etme halidir.

Bu devam etme hali her zaman gelişimsel midir?

Bunu bilemiyorum.

Ama olmadigi halleri henuz bugüne kadar yaşanan çağlarda görememiş olabiliriz.

Su soruyu cevaplayabilsem belki (örnek olarak) belki gelişim midir değil midir anlayabilirim:

Bir gün dünya gezegeni doğasını tahrip etmekten yorgun düşünce, gri bir gökyüzü ve azalmış oksijeni ile bugünkü yasantısından çoook uzak bir duruma erecek. İçindeki bu şartlar dışında etrafındaki yıldızlarla olan koşulları da değiştiğinde yokoluşa doğru giderken buna gelişme mi diyeceğiz?

Yoksa tamamlanma mı?
Ömrünü tamamlama mı?

Bugün dünyaya baktığımızda elbet herşeyi gelişme olarak görüyoruz.
500 yıl sonra?

Başlangıçtaki duruş noktamı bitirirken yineliyorum; diyalektik tanımına zamansız olması gayesiyle bakınca aklıma bu yazdıklarım geliyor...

Zehra Köseoğlu (9 Mayıs 2013)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder