Sn. Zehra Köseoğlu'nun, bloğumuzda daha önce yayımladığımız "Basic Principles of Dialectic" başlıklı makale hakkında yazdığı yorum aşağıda yer almaktadır.
* * *
Konu
diyalektik, İngilizce şu cümle düşündürdü beni: “In modern versions of dialectics virtually no
understanding of its as development”.
Diyalektiğin
gelişme olarak algılanmamasından bahsediyor.
Yazıda
karşıt kutuplar olarak anlaşılması yaygındır diyor.
Gelişme
olarak tanımlanmasına katılmıyorum.
Developlment...
evren, dünya ve insanoğlu geride bıraktığı çağlara bakarak buna gelişme
diyebilir. Bunda yanlış yok ama bugün kullandığımız tanımların evensel ve
zamansız olarak geçerli olması beklentisindeysek, bu ne kadar doğrudur?
Zira insanoğlunun
belki de göremeyeceği ve gelişim olarak adlandırılamayacak durumlar da
olabilir. Bugüne kadar hiç şahit olmamıs olmamız, gelişimdir demek ne
kadar sağlıklıdır.
Değişim
vardır. Tartışılmaz.
Bir ilerleme
(durmama hali) de vardır. Sorgusuz.
Ama her
seferinde buna gelişim vardır diyebilir miyiz?
İşte bundan
emin değilim.
Zıt
kutuplardır da demiyorum, diğer kutup diye tanımlanan noktaya hiç
varılamayabilir de.
Sürecin ömrüyle
de ilgili.
Koşulların
getirdikleriyle (bir elementin başka bir element ile birleşmesi esnasında
oluşan koşullar gibi…) ve varoluşundan gelen donanımıyla birlikte sürecini
tamamlar.
Sanki her
varoluş (basit bir kimyasal tepkime ya da siyasal süreç bile olabilir bu, ya da
bir gezegenin ömrü ya da toplumların tarihi) otomatik olarak baslangıcına
evrilmeye meğillidir. Bir daire gibi.
Bu arada,
daire şeklinde bakarsak zıt kutup göremiyor olmamız gerekir.
Önceden
bunun baslangıca geri dönmek olduğunu düşünürdüm ama belli bir süreci geçirmis
hiçbir varoluş artık eskisi gibi olamayacağıdan, bunun baslangıca dönüş değil
başka bir tür tamamlama hali olduğunu farkettim.
Demek ki
başlangıca evrilme dediğim şey aslında yönü belli bir devam etme halidir.
Bu devam
etme hali her zaman gelişimsel midir?
Bunu
bilemiyorum.
Ama olmadigi
halleri henuz bugüne kadar yaşanan çağlarda görememiş olabiliriz.
Su soruyu
cevaplayabilsem belki (örnek olarak) belki gelişim midir değil midir
anlayabilirim:
Bir gün dünya
gezegeni doğasını tahrip etmekten yorgun düşünce, gri bir gökyüzü ve azalmış
oksijeni ile bugünkü yasantısından çoook uzak bir duruma erecek. İçindeki bu
şartlar dışında etrafındaki yıldızlarla olan koşulları da değiştiğinde yokoluşa
doğru giderken buna gelişme mi diyeceğiz?
Yoksa
tamamlanma mı?
Ömrünü tamamlama
mı?
Bugün dünyaya
baktığımızda elbet herşeyi gelişme olarak görüyoruz.
500 yıl
sonra?
Başlangıçtaki duruş noktamı bitirirken yineliyorum; diyalektik
tanımına zamansız olması gayesiyle bakınca aklıma bu yazdıklarım geliyor...
Zehra Köseoğlu (9 Mayıs 2013)