Bor Başarısızlığı
Dünya bor rezervlerinin yaklaşık %75’ine sahip olan Türkiye, dünyada bor
ülkesi olarak adlandırılabilecek tek ülkedir (1). Türkiye bor rezervleri ile
orantılı olarak dünya bor pazar payına sahip değildir. Uranyumumuzu,
Toryumumuzu bir tarafa attık. Dünya ikincisi olduğumuz Toryumumuzu unuttuk. Bor
için ne yaptık? Yüzyıllar geçti daha yeni bor araştırma merkezi kurduk, içinde
8 profesyonel çalışıyor! 8 Kişi maaşallah! Bor sanayinin sofrasının tuzudur.
295 sanayi kolunda kullanılmaktadır. Geleceğin yakıtı Hidrojen bile bor
bileşiği içinde depolanabilir. Bu bileşiği üretebiliyor musun? Uç ürünleri
yapabiliyor musun? Enerji, bor, borax, bunlar geleceğin zenginliğidir. Niçin
ihmal ediliyor? Evlatlarımızı, torunlarımızı, torunlarımızın çocuklarını
sevmiyor muyuz? Tabiatın bize verdiği zenginliklerimizi niçin kullanmıyoruz?
Bunları sabit pazarlar haline niçin getiremiyoruz? Türkiye’nin sahibi bulunduğu
bor madenleri, tenör-rezerv büyüklüğü, işletme kolaylıkları ile gerek kalite ve
çeşitlilik, gerekse üretim maliyetlerindeki rekabet üstünlükleri açısından
rakipleri karşısında benzersiz avantajlara sahiptir (1). Gerçek ne yazık ki bu
beklentilerin çok uzağındadır. Türkiye’nin dünya bor pazarında kaçınılmaz lider
olması gerekir.
Türkiye’nin bor üretim ve pazarlamasının tamamı devlet kuruluşu olan Eti
Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından kamu adına yürütülmektedir. Eti
Maden İşletmeleri, Amerikan Borax firması (US Borax)’ın ardından %30’luk dünya
pazar payı ile ikinci sıradadır. Borax ise %60’lık pazar payı ile birinci
sıradadır. Türkiye dünya bor pazar payını neden arttıramıyor? Türkiye kontrol
edilebilir bir pazarlama ağını kuramamıştır. US Borax’ın liderliğini kabul
etmiş gözükmesi ve pazarlama politikalarını lider güdümlü sürdürmesi, tüm
rekabet üstünlüklerini kaybettirmektedir. Eti Maden İşletmelerinin istikrarlı
bir bor politikasının olmayışı, yatırım-üretim ve pazarlama politikalarında
özel bir yapıda olmaması nedeniyle alıcı tarafından güvenilir bir tedarikçi
sıfatını taşımaktan uzaktır.
Hükümet politikalarından olumsuz etkileşimler, yatırımların rekabete uygun
olmayışı, yatırımların politik istikrara göre yapılması, yatırım çeşitlemesinde
bölgesel baskılar, yatırımların gecikmesi, ihale adımlarında bürokratik
engeller, ihale kanunundan kaynaklanan sorunlar, bürokratik prosedürlerin zaman
alıcı olması, tesis-mühendislik hizmetlerindeki yetersizlikler, yatırım
fikirleri geliştirecek ekip yetersizliği, yatırım maliyet ve kontrolünde
yetersizlikler, ihale şartları hazırlanmasında yetersizlikler, yönetimden kaynaklanan
sorunlardır. Karar vericilerdeki bürokratik çekincelerin varlığı, denetim
baskısı, bilgi ve teknik eksikliği, özelleştirme yapıyoruz yaptık belirsizliği
sorunları, pazarlama yönünden yetersizlikler, hiyerarşik seyirde yavaşlık,
rekabet koşullarına uygun fiyet esnekliği sağlayamama, son karar vericiye
inisiyatif verilmeyişi, yönetim ve yöneticiye duyulan güvensizlikler, komplolara
karşı yetersiz analizler, fiyat belirlemede ilkellik, yurtdışı pazarlama
şirketlerinin yetersizliği, yeni müşteri kazanma zayıf, yıllık performans
ölçümü yapılmıyor, ürün kimyasında değişiklikler iyi takip edilmiyor,
kullanıcının yönlendirilmesi yetersiz. Bunlar pazarlama yönünden
yetersizliklerdir.
Üretim yönünden yetersizlikler: Yeni ürün araştırmaları yok, yerli
araştırıcının ürün geliştirmesinde inanç yok, uzman araştırmacı yetişmiyor,
üniversiteler yetersiz, laboratuvarlar yetersiz, araştırmayı teşvik yetersiz,
araştırma raporlarının araştırma ruhundan uzak hazırlanması, teknolojik
eğilimler takip edilemiyor, araştırma kaynakları yetersiz, araştırmacılar yetersiz,
üretici ve pazarlama kuruluşlarından destek yetersiz, cevher üretiminden
kaynaklanan sorunlar, sabotaj, karar vericilerin bilgi ve tecrübe eksikliği,
ambalajlamada denetim eksikliği, hatalı yüklemeler, yatırım izni alımında
adımlar çok zaman alıcı.
Sonuç olarak diyebiliriz ki, Toryumda dünya ikincisi, borda dünya birincisi
olan Türkiye tabiatın ona verdiği bu zenginliği enerji ve teknoloji alanında
kullanamıyor. Buna “varlık içinde yokluk” denir. Türkiye’ye yakışmıyor. Tekniğe
ilgi ne halk içinde, ne orta sınıfta, ne varlıklı sınıfta yok denecek kadar az.
Üniversitelerimizde Fizik, Kimya, Biyoloji bölümleri kapanıyor, kendimize
gelelim.
Haberler hep kötü değil, iyi haberler de var: Büyükmıhçı Grubuna bağlı
olarak Kayseri’de kurulan Bor Teknik A.Ş.’nin Genel Müdürü Murat Sert, yaptığı
açıklamada, 3 yıl önce İTÜ ile bor madeniyle ilgili yaptıkları ar-ge
çalışmaları sonucunda, bor türevlerinin üretimine başladıklarını söyledi.
Savunma sanayine yönelik olarak başlattıkları çalışmaların başarı ile sonuçlandığını
ifade eden Sert, şöyle konuştu: “Çalışmalarımız Türk Silahlı Kuvvetlerinin her
kademesinden büyük destek aldık. Dünyada sadece Amerika’da iki firma tarafından
üretilen ve zırh kaplamasında bir devrim kabul edilen, hafif olması nedeniyle
tercih edilen bor karbürü kendi tesislerimizde, kendi makinalarımızla üretmeyi
başardık. Yapılan testlerde ürünlerimizin son derece üstün vasıflarda olduğu
ortaya çıktı. Ürünlerimiz askeri yetkililer tarafından incelendi ve olumlu
rapor verildi”.
Doç. Dr. Çetin ERTEK (5 Mayıs
2012)
__________________________________________________
(1) Türkiye’nin bor
madenlerinden beklenilen derecede yararlanamamasının nedenleri üzerine yapılan
Sebep-Sonuç Analizi, Üncü Ü.R. & Yerlikayalar Cevdet, Eti Maden
İşletmeleri Genel Müdürlüğü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder