YÖNTEM
Gerekircilik olmasaydı, o gerçeklikle ilgili hiçbir yasa olmayacaktı.
Doğa, toplum ve insan da onun konuları arasındadır. Burada en önemli sorunlardan birisi YÖNTEM sorunudur.
Doğadaki gerçeklik olsun, sosyal gerçeklik olsun, bilimin onun üzerine eğilip yasaları bulup çıkarması yöntem sayesinde olur.
YÖNTEM gerçeğin ya da doğrunun araştırılmasında tutulan yoldur. İşe şüphe ile başlar, elde ettiği sonucun görece olduğu bilincindedir.
YÖNTEM bilimin can damarıdır, onsuz bilim olmaz. Bilimsel bilgi gerçeğin sıradan fotoğrafını aşıp, saptanan olayların arkasında onları birbirine bağlayan bağları araştırır; gerçekliğin özünde olan örtüyü çıkarıp atar, içindeki genellik ve süreklilik çekirdeğini bulup ortaya çıkarır, ancak bu kolay değildir.
Toplum içindeki insan eylemlerini yönlendiren yasalarla, doğa bilimlerini yönlendiren yasalar arasında farklılıklar vardır. Örneğin doğa bilimlerinde DENEY söz konusu olurken, sosyal bilimlerde GÖZLEM ağır basar. Nedeni, sosyal bilimlerde işin içine insanların özgür iradelerinin girmesidir. İşte bunun için her bilimin kendine özgü yöntemi vardır.
17. yüzyıldan sonra bilimsel devrim yanlız doğa bilimleri ile sınırlı kalmadı. O yüzyıldan bu yana karşımıza insan bilimleri adı altında birçok bilim dalları çıktı. Ekonomi, politik, sosyoloji, psikoloji, antropoloji gibi ve bunların her birinin kendine özgü yöntemleri var.
Bu durum her geçen gün artan bir hızla insanları bilimsel alanın içine çekiyor. Son olarak sayın hocamız Mustafa Özcan’dan öğrendiğimize göre 21. yüzyıl hızla holistik bilime doğru yönelmiş durumdadır.
Erol Erbirer (22 Mart 2012)
http://www.kadikoydusunceplatformu.blogspot.com/
http://www.kadikoydusunceplatformu.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder