21 Şubat 2021 Pazar

Karmaşıklık (Bölüm 1) (Ateşan Aybars, 21 Şubat 2021)


Karmaşıklık

İndirgemeci ve bütünsel görüş bilime yaklaşımı ve nedenselliği açıklamaya çalışan iki farklı yaklaşımdır. İndirgemeci yaklaşım bütünün parçalarından hareketle bütünü anlamaya çalışırken (tümevarımsal) bütünsel yaklaşım, içinde olduğumuz çevrenin ya da bütünün kendisine odaklanır. 

İndirgemeci yaklaşım özneldir, tek bir sonuca odaklıdır, olayların “nedeni” ile uğraşır. Gerçeklik, bilinçten bağımsız olarak vardır. İndirgemeci yaklaşım anlayışında herhangi bir sistemin en basit ve temel parçalarından başlayarak analizi yapıldığından bütünün özellikleri ihmal edilir. Varsayım olarak bu yaklaşım, üst seviye (üst hiyerarşi) fenomenlerinin davranışlarını ortaya çıkarmak amacıyla alt seviyelerdeki (alt hiyerarşi) fenomenlerin analiz edilmesidir. Örneğin, indirgemeci yaklaşımda, biyolojik bir yapı olan hücrenin anlaşılması için fiziko-kimya aracılığı ile molekül ve atom gibi alt seviyelere indirgenerek analiz yapılır, elde edilen bilgiler çerçevesinde biyolojik hücrenin davranış ve fonksiyonları anlaşılır. Bir başka örnek olarak, bilinç, karar verme, farkındalık vb. üst seviye bilişsel (cognitive) olguları anlamak için alt seviyede (bio-fiziksel alan) nöron ve sinaps etkileşimleri incelenerek bilişsel fonksiyonların anlaşılması amaçlanır. 

Oysa, bütünselci yaklaşım olayların “nasıl”ı ile uğraşır. Birey doğayı incelerken pasif değildir, doğa ile karşılıklı etkileşim içindedir ve araştırmalarını birçok açıdan (perspektiften) değerlendirip bulguların sentez edilmesiyle anlam çıkarmaya çalışır. Bütünselci yaklaşım sistemi oluşturan parçalar yerine sistemin bütününe bakar, sistem sınırları içinde parçaların sistem bütünü ile ilişkisini ve işlevselliğini araştırır. Sistemin bütün olarak işlevselliğini belirleyen bilginin kaynağına, sistemin temel alt bileşenlerinin toplam özelliklerinden ulaşılamaz, bileşenlerin sistem sınırları kapsamında ilişkilerinin anlaşılması gerekir. Diğer bir anlatımla, sistemin bütünü parçalara göre öncelik taşır ve özellikleri, belirim (emergence) nedeniyle, parçaların özelliklerinin toplanmasıyla açıklanamaz yada matematik olarak ifade edilemez. Örneğin, sosyal psikoloji bireylerin davranışına topluluk bağlamında yaklaşır. Çünkü toplum davranışı uyum ve mutabakatı sever ve topluluktan izole edilen bir bireyin anlaşılması zordur. Bireyin en iyi şekilde anlaşılması için sosyal topluluk bağlamında ele alınması gerekir ve ancak o zaman topluluğa uyum belirir. Diğer bir belirim örneği suyun ıslaklığıdır. Islaklık, sadece suyu oluşturan hidrojen ve oksijen moleküllerinin kimyasal etkileşimi ile (hidrojen bağlarının özelliği) meydana gelir. Ne hidrojen ne de oksijen tek başlarına ıslaklık özelliği göstermezler ama bir araya geldiklerinde ortaya çıkan ıslaklık fenomeninden bahsedebiliriz. 

İndirgemeci ve bütünsel yaklaşım, nedensellik kavramını da iki ayrı perspektiften değerlendirirler. İndirgemeci yaklaşım nedenselliği statik olarak aşağıdan yukarı doğru uygular, objektiftir, amaca yöneliktir. Gerçeklik bilinçten bağımsız olarak vardır ve insan gerçeklikle duyuları vasıtası ile doğrudan temas hâlindedir. Gerçekliğin anlaşılması için bilim insanı deneysel (ampirik) sorgulama yöntemiyle gerçek dünya ve duyularıyla tanıdığı dünya arasında ilişki kurmaya çalışır ve çok defa bu ilişki ya da bulgu için benimsenen yöntem tek bir doğru cevaba yöneliktir. Bütünsel yaklaşımda ise nedensellik yukarıdan aşağı doğru dinamik şekilde uygulanır, bilim insanı evrenin pasif bir gözlemcisi değildir. Objektif bir gerçeklik peşinde olmak yerine bilim insanı doğa ile karşılıklı etkileşim içindedir, çeşitli perspektiflerden kazanılan bilgilerin sentezi fenomenin daha iyi anlaşılmasını kolaylaştırır. 

Konuya boyutluluk açısından birkaç cümle ile değinilirse, indirgemeci anlayış fenomenleri en düşük hiyerarşi seviyesinde tanımlamak ve bu tanımı üst hiyerarşilerde referans olarak kullanmaktır. Yapısal olarak tek boyutludur. Dolayısıyla, tek boyutlu en düşük hiyerarşi üst seviye hiyerarşisinin belirlenmesi ve tanımlanmasında kullanılır. Oysa bütünselci yaklaşım, belirim söz konusu olduğundan çok boyutlu yapılardan bahseder ve boyutların belirim gibi temel özellikleri bir alt hiyerarşinin özelliklerine indirgenemez. Örneğin, zihin bozuklukları gösteren bir hastanın tedavisine yaklaşım; indirgemeci anlayış açısından, beyinde kimyasal bir dengesizliktir ve ilaç ile tedavi edilebilir ama bütünsel yaklaşım, herhâlde hastanın fizyolojik, bilişsel, sosyo-kültürel vb. birçok özelliğini farklı hiyerarşilerde değerlendiren bir çaba olacaktır.

Son olarak süreçler açısından değerlendirildiğinde ise indirgemeci anlayış temel parçaların statik özelliklerine odaklanır. Bilimsel analiz yapılırken çevre değişkenlerinin sabit tutulması, deneyin tekrar tekrar aynı izole koşullarda yapılmasına imkân verir. Bu şekilde araştırılan parametreler, çevre koşullarında bağımsız ya da tüm diğer koşulların sabit olduğu (ceteris paribus) bir ortamda değerlendirilerek sonuca gidilir. Bütünsel yaklaşım, aksine her şeyin dinamik bir süreç içinde değiştiğini (panta rhei) değerlendirmeye çalışır.

Ateşan Aybars (21 Şubat 2021)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder