Duygular - Farklılık
Beyin, sinir sistemi ve biyolojik özellikleri benzer olan hayvanlarda ve insanlarda ortak olan ve öfke ve korku gibi bazıları da temel kabul edilen duygulardan başka, kültürden kaynaklanan duygular da vardır. Her iki durumda da, dışa vurumlarındaki farklılık, genellikle biyolojiden değil, kültür farkından kaynaklanır.
Hastalık ve ölüm her yerde olan ortak biyolojik olaylardır ama, yarattıkları duyguların ifadeleri, toplumda neye önem verildiğine ve neyin deneyimlendiğine göre farklılık gösterir. Örneğin, aşiret düzenlerinde ve İsrail’in Kibutz’larında olumlanıp teşvik edilen minnet duygusu, ABD’de borçluluk ve küçümsenmeye neden olabileceği kaygısı ile olumsuz algılanır.
Benzer şekilde, patrona, çocuğa, köpeğe ve arkadaşa gösterilen öfkenin farklılaşması gibi, kıskançlık duygusunun hem sebepleri, hem dışa vurumu toplumun kabul ettiği kurallara göre şekillenir.
Dondurucu fırtınaların hareketi olanaksız kıldığı kutuplardaki Eskimo’ların bir kısmı için öfke, mantıksızdır ve ancak iki yaşındaki bebeklere özgüdür. Tahiti Polinezya adalıları için alışılmadık bir duygu olan öfke, ancak delirip Amok koşusuna çıkanlarda görülür. Dolayısıyla, buralardaki öfkenin algısı, feministlerin hesaplı öfkesine hiç benzemez.
Bu farklılıklara ek olarak, bazı duyguların hiç bulunmadığı ülkeler vardır. Topluluk üyelerinin içbağımlılığını anlatan Japon’ların Amea duygusu ile, çile, keder ve hayatın zorlukları karşısındaki Y.Gine’lilerin kırılganlıklarını anlatan Fago duygusu ile, veya bizim Arabesk duygularımız ile karşılaştırıldığında, bağımsızlık/özerklik ve özgüveni önemseyen Amerika’lılar için bu gibi duyguların anlaşılması çok zordur.
Duyguların yeri konusunda da farklı görüşler vardır. Tahiti’de karın bölgesi, Çin’de zihin-kalp birliği, ABD’de kafanın içi gibi bir fizyolojik yerin duygulara ayrıldığı düşünülmüştür. Halbuki, dilsel anlatımlarında bariz olarak ifade edilseler de, hayatın akışı içinde, felsefe, dil ve kültür tarafından belirlenen alanda ortaya çıkan duygular, çeşitli perspektiflerin birleşiminden oluşan, karmaşık ve dinamik bir yapının içinde yer alırlar.
Kahkaha ve Müzik
Evrensel ve olumlu duygular olarak bilinen kahkaha ve müzik, aslında duygunun kendisi değil, ifadesidir. Çin’li ve Avustralya’lı izleyicilerin güldükleri şakalar ve müzikler çok farklıdır ve kişisel/toplumsal deneyimlerle yüklüdür.
Aristo’nun üstünlük teorisi, alttaki ile alayı (Örn. Irkçı, cinsiyetçi mizah), Freud’un baskıdan kurtulma teorisi, rahatlamayı, Kant’ın beklenmediklik teorisi uyuşmazlığı, mizahın kaynağına koymuştur. Ayrıca, söz oyunları, kıvrak zeka ve çarpma, düşme-kalkma gibi olaylar da gülünç bulunabilir ama mizahın komik olmasından daha baskın olan özelliği, insanları bir araya getiren bir bağ oluşturmasıdır. Sonuçta, duygular toplumsal alana aittir.
Timur Otaran (12 Mart 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder