PROF. DR. EROL BAŞAR’I 28 EKİM 2017’DE KAYBETTİK
Öğrencileri: Prof. Dr. Bahar Güntekin, bguntekin@medipol.edu.tr
Prof. Dr. Görsev Yener, Prof. Dr. Ayşegül Özerdem, Prof. Dr. Tamer Demiralp, Prof. Dr. Çiğdem Özesmi, Prof. Dr. Canan Başar Eroğlu, Prof. Dr. Sirel Karakaş
Başar, önde gelen sinirbilimcilerindendi ve “Beyin Osilasyonları” teorisi ile dünyaca tanınıyordu.
Prof. Dr. Erol Başar ülkemizde biyofizik ve sinir-bilimleri alanlarının gelişmesinde büyük katkıları olan, yayınları, kitapları, kurduğu laboratuvarlar ve yetiştirdiği öğrencileriyle bilim dünyasında derin izler bırakan bir bilim insanıydı. Erol Başar’ın 1970’li yılların ortasında Hacettepe Üniversitesi’nde geliştirdiği “Olaya İlişkin EEG-Beyin Osilasyonları Teorisi”, 1980’ler ve özellikle 1990’lardan sonra dünya literatüründe büyük kabul görmüş ve Erol Başar bu yöntem ve teorinin öncü araştırıcılarından biri olarak dünyada saygı duyulan bilim insanlarından olmuştur.
Erol Başar 18 Kasım 1938 tarihinde İstanbul’da doğdu, lise eğitimini Galatasaray Lisesi’nde tamamladı. Çevresindeki arkadaşlarının mühendis ya da hekim olması yönündeki tavsiyelerini bir kenara bırakan Erol Başar, fizik biliminin o yıllardaki yükselişinin de etkisi ile fizik eğitimi almaya karar vermiştir. Bu eğitim için de fizik biliminin en gelişmiş merkezlerinden biri olan Münih Üniversitesi’ni tercih etti.
Kuantum fiziğinin öncü bilim adamlarını bünyesinde barındıran Münih Üniversitesi’nde hem Werner Heisenberg’den hem de Carl Friedrich von Weizsäcker’den ders alma ayrıcalığına erişti. Parçacık fiziği üzerine yaptığı çalışmaları ile lisans ve yüksek lisans eğitimini tamamladı. Bu yıllarda okuduğu Norbert Wiener’e ait “Cybernetics” adlı kitabın etkisinde kalarak kariyerini “Beyin Araştırmaları” konusunda devam ettirmeye karar verdi. Bu amaç doğrultusunda Hannover Üniversitesi, Fizyoloji Enstitüsü’nde doktorasını yapmaya başladı. Ancak bu enstitüde araştırmalar “Beyin ve Sinir Sistemi” değil “Dolaşım Sistemi” üzerine gerçekleştirilmekteydi. Carl Friedrich von Weizsäcker’den bu konuda bir öğüt aldı. Weizsäcker kendisine biyofiziksel sistem analizini öncelikle basit bir sistem olan dolaşım sisteminde çalışmasını, bu sistemden elde ettiği bilgileri sonrasında daha karmaşık bir sistem olan “Beyin ve Sinir Sistemi” üzerinde uygulamasını tavsiye etti. Erol Başar bu tavsiyeyi dinler ve doktora çalışmalarını dolaşım sistemi üzerine tamamladı. Bu konuda ayrıca iki de uluslararası kitap yazdı: Başar, E Biophysical and Physiological Systems Analysis, 1976; Başar, E., Weiss, C., Vasculature and Circulation, 1981.
1968 yılında New York Rockland State Hospital Beyin Araştırma Enstitüsü’nde doktora sonrası araştırıcı olarak çalışmaya başladı. 1970 yılında Türkiye’ye döndü ve Türkiye’nin ilk “Biyofizik” enstitüsünü kurdu. 1970-1980 yılları arasında Türkiye’nin önde gelen Biyofizikçileri bu laboratuvarlarda yetişti. 1970 yılında TÜBİTAK Teşvik Ödülü’nü, 1973 yılında ise TÜBİTAK Cumhuriyetin 50. Yıldönümü Bilim Ödülü’nü almaya hak kazandı.
Beyin osilasyonu teorisi:
Beyin Osilasyonları teorisini 1975 yılında üç makale ile dünya literatürüne sundu. 1980 yılında bilim dünyası tarafından konusunda mihenk taşı sayılan ve çok önemli referanslardan biri olan “EEG-Brain Dynamics” kitabını yayınladı. 1980 yılında tekrar Almanya’ya dönerek çalışmalarını 2000 yılına kadar Lübeck Tıp Üniversitesi Fizyoloji Enstitüsü’nde sürdürdü. Bu dönemde konusunda önemli bir bilim adamı olarak görülmeye başlandı. Dünyanın birçok farklı ülkesinden konusunda saygın bilim adamları ile ortak çalışmalar yürüttü. Birçok uluslararası toplantı düzenledi ve bu toplantıların sonuçlarını önemli bilim insanları ile birlikte kitap olarak yayınladı.
Erol Başar 2000’de tekrar Türkiye’ye döndü, 2000-2006 yılları arasında Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Biyofizik Anabilim Dalı başkanı olarak, 2006-2017 yılları arasında ise İstanbul Kültür Üniversitesi Beyin Dinamiği, Kognisyon ve Karmaşık Sistemler Araştırma Merkezi Müdürü olarak bilimsel çalışmalarına devam etti.
19 uluslararası kitap:
Erol Başar, ürettiklerini yayınlama konusunda da çok titiz ve verimliydi. Monografi olarak yazdığı 7 ve editörü olduğu 12 olmak üzere toplamda 19 uluslararası kitabı vardır. 250’den fazla SCI kayıtlı makalesi ve 15.000 üzerinde atıf sayısı ile Erol Başar ülkemizde Sağlık Bilimleri alanında ilk sıralarda yer alan bilim insanlarından biri olmuştur.
Erol Başar bilime getirdiği yeniliklerle, dünyada farklı ülkelerde görev yapmakta olan yetiştirdiği öğrencileri ile, hem ülkemizde hem Almanya’da kurduğu merkezlerde gerçekleştirdiği bilgi üretimi ile bilim dünyasına unutulmaz etkiler bırakmıştır. Felsefe, fizik, fizyoloji, biyofizik gibi farklı disiplinlerde aldığı eğitimi müthiş bir analitik düşünce ve sentezleme yetisiyle ve en yaratıcı bir biçimde yoğurarak kendi teorilerini geliştirmek için kullanmış, son nefesine kadar düşünmeyi ve çalışmayı bırakmamıştır.
Analitik düşünme:
Erol Başar’ın en büyük tutkusu bilim ve bilimsel düşünce olmuştur. Bilgi üretimi onun için bir yaşam biçimiydi. Kendisinden ders alma ve bilim öğrenme ayrıcalığına sahip olan insanlar kendilerini derin bir bilgi denizinin içinde bulurlardı. Bu bilgi denizi içerisinde onunla birlikte düşünebilmek, sorulan sorular ile onun beyninde yeni düşünce zinciri oluşturabilmek, düşünmek, düşünmek ve yazmak bir yaşam biçimiydi.
Katıldığı uluslararası toplantılarda diğer bilim insanları tarafından nasıl bir saygı ile karşılandığını, düşüncülerine ne kadar çok değer verildiğini görmek de yine onunla çalışmanın eşsiz deneyimlerinden biriydi. Türkiye’de yetiştirdiği öğrencileri hiç şüphesiz ki yıllar boyunca onunla çalışmış olmanın haklı gururunu ve sorumluluğunu taşıyacaklardır. Erol Başar’ın yöntem ve teorisini, bilimsel düşünce şeklini gelecek kuşaklara aktarmayı hocamıza duyduğumuz minnet ve saygının gereği olarak görüyoruz. Onun ürettikleri ve bilimsel düşünce biçimi gelecek kuşaklarda yaşayacak.
Erol Başar hocamızın anısının önünde sevgi ve saygıyla eğiliyoruz…
(Herkese Bilim Teknoloji, Sayı 86 - 17 Kasım 2017)