15 Temmuz 2019 Pazartesi

Bilince Dair 10 Sorun (Gregg Henriques) (Bölüm 2) (*)


Bilince Dair 10 Sorun

Bilinç kavramını ele alırken bunlar göz ardı edilmemeli.

(6.-7. Sorun)



6. Deneyimsel Bilinç Sorunu (DB): Bu sorun, dünyada olmanın hissi deneyimi, kırmızı renk görme ve açlık hissetme gibi algısal deneyimlerle ilişkilidir. Bazıları, deneyimsel bilinci bir araya getiren temel birimlere qualia adını verir. Buna “deneyimin öznel tiyatrosu” da denebilir. Thomas Nagel’in ünlü eseri “Yarasa olmak neye benzer?”’e referansla birşeye benzemek olarak da anlatılabilir. DB sorunu içerisinde, her ikisi de iki ek sorunla gelen iki alt sorun daha vardır, Epistemolojik Öznellik Sorunu ve Sinir Mühendisliği (neuro-engineering) Sorunu.   
   6a. Epistemolojik Öznellik Sorunu: Bu, dünyada olmaya “nesnel” veya “öznel” algı ile yaklaşmakla ilişkilidir. Bu şöyle açıklanabilir: Öznel deneyimsel bilinç tamamen bireyin içinde “saklıdır”. Bu saklılık, birbirinin ayna görüntüsü olan iki önemli alt problemi beraberinde getirir:  İlki (6a1), bir başkasının öznel deneyimini doğrudan bilme meselesidir—sorun, bunun yapılamıyor olmasıdır. Bu, “senin kırmızı rengi benim gördüğüm gibi gördüğünü nereden bileyim?” sorunudur. “Bu sorun aynı zamanda, ancak dolaylı olarak bilebileceğimiz, diğer hayvanlardaki bilinç konusundaki bilgimizde de söz konusudur. Bu aynı zamanda zombilerle ilgili felsefi problem ile de ilişkilidir.  Gerçekten de tüm öznel deneyimlerle ilgili ancak nesnel bir perspektiften bakılan davranış vasıtası ile çıkarımda bulunulabilir. İkinci sorun (6a2) ise bu sorunun tersidir. Bu da, bireyler olarak bizlerin dünyayı kendi öznel algılayış deneyimimiz içerisinde hapsolmuş olmamızdır. Bir başka deyişle, dünyayı ancak kendi öznel deneyim tiyatrom sayesinde dünyayı bilebilirim. Bu sorunun doğasını görmek için Rene Descartes’ın uzun zaman önce sorduğu sorusunu ele alalım: Dış dünyanın gerçek olduğunu, kötü bir şeytan tarafından düzenlenmiş bir rüyada yaşamadığımı nasıl bilebilirim?. Bu sorun, popüler film serisi Matrix’in de konusuydu.
  6b. Sinir Mühendisliği Sorunu: Bu sorun, beyin aktivitesinin mekaniğinin nasıl kırmızı renkler, haz ve acıların hissedilen deneyimini yarattığı ile ilişkilidir. Bunu da iki ayrı soruna ayırabiliriz:  nöro-korelasyon sorunu ile nöro-nedensellik sorunu. İlki, nöro-korelasyon sorunu (6b1) hissedilen  deneyim ile beyin akticitesi arasındaki korelasyonları nasıl haritaladığımız ile ilgilidir. Örneğin, oksipital loba gelecek hasarın görmeyi, duyma lobuna gelecek zararın ise duymayı engellediğini uzun zamandır biliyoruz. Daha da doğrudan yaklaşmak gerekirse, bilim insanları ne tür beyin dalgası faaliyetinin doğrudan bilinçli erişim ile ilgili olduğunu tespit etmiştir.  Örneğin, Dehaene ve meslektaşları “global nöronal çalışma alanı” denen bir fikir üzerine yaptıkları heyecan verici bir araştırmada P3 dedikleri, duyumsal girdiden 300 milisaniye sonra meydana gelen bir “ateşleme dalgası”nın bilinçli olarak görsel bir uyarıcıyı deneyimlemeyle ilişkili olduğunu bulmuştur. Giderek bilinçli deneyimin beyindeki bağlantılarını haritalandırmak konusunda gelişmekteyiz. Bu da öznel bilinçli zihni anlamamız için daha net çerçeveler yaratmakta. Nöro-nedensellik sorunu (6b2) ise neden ve nasıl bazı beyin süreçlerinin yarattığı öznel deneyimleri yarattıklerını ilgilendiriyor. Yani, yeşillik yerine kırmızılık deneyimini yaratan nedir? Neden oksipital lobun mimarisi görme tecrübesini yaratırken duyma lob uses deneyimini yaratıyor? Benzer şekilde, bilinçli deneyimleri üreten minimal beyin süreçleri nelerdir ve neden ve nasıl bunu yapabiliyorlar? Buna genelede bilincin zor sorusu da denir. Bu aynı zamanda “neural binding” denilen, beyindeki farklı şemaları birbirine bağlayan devreler olarak da tanımlanır. Günümüzde “neden” spesifik beyin hallerinin spesifik deneyimsel hallere sebep olduğu bir muammadır. 
7. Öz Bilinçlilik Sorunu (ÖB): Bu sorun, öz anlatımsal bilincin özdüşünme öyküleme doğası ile ilişkilidir. Horgan, kitabında, çocukken arkadaşları ile balığa gittiğinde bir anda gelen özdüşünsel bir aydınlanma ile arkadaşlarına huşu içinde, “Ben benim!” dediği bir anısını anlatır.  Arkadaşları çok etkilenmiş olmasa da Horgan bundan derin şekilde etkilenmiştir. O anda Horgan’ın içinde değişen şey deneyimsel bilinci değil (yani elinde olta tutuyor olma hissi değil), kendinin bağımsız bir varlık olarak özdüşünsel bir farkında olma halidir. Bilincin bu alanınsa şöyle sorular vardır: Özbilinç nedir, ne zaman ve neden evrimleşmiştir? Hayvan bilincine göre insan bilinci nedir? Öz bilinç nasıl gelişir? Dil ve öyküleme ile nasıl bir ilişkisi vardır?
Özbilinçli anlatımın bir önemli unsuru, sinir sistemi içerisinde olmadığı için deneyimsel bilinçten farklı olmasıdır. Parmağımda hissettiğim, kendi öznelliğim içerisinde bulunduğu için de ancak dolaylı olarak ifade edebildiğim küçük acının aksine şu anda doğrudan bilinçle ilgili 10 soruna dair düşüncelerimi sizinle doğrudan paylaşıyorum. Dil açık bir bireylerarası paylaşıma elverir. Bu, deneyimsel ve özbilinç arasındaki önemli farklardan biridir. Özbilince dair dört alt problem ise şöyledir: benlik sorunu (BS), özgür irade sorunu (ÖİS), kişi olma sorunu (KS) ve garip döngü (strange loop) sorunu (GD).
  7a. Benlik Sorunu: Özbilinç deyince, öz yani benlik de işin içine giriyor. Benlik nedir, benlik algısı nedir? Deneyimsel bilinç seviyesinde bir benlik var mıdır? Her iki seviyede benlik ve bilinç arasındaki ilişki nedir? İlişkili özkavram, kimlik, özsaygı gibi kavramlar arasındaki ilişki nedir? Özbilinç özsistemi çocukluk boyunca nasıl gelişir? Buddha’nın benlik olmadığı görüşünü nasıl anlamalıyız? Bu ilk Atman kavramları veya benliğin insan psikolojisindeki merkezi rolünü vurgulayan diğer dil oygunları ile nasıl ters düşer?
  7b. Özgür İrade Sorunu: Özfarkındalık kendimin, ne yapmakta olduğumun ve ne yapabileceğimin ya da yapmam gerektiğinin farkında olduğum anlamına gelir. Bunlar özgür iradenin anahtar bileşenleridir, davranmayı seçen bir benlik olduğu anlamına gelir. Kendimi bu yazıyı yazmaya karar verir şekilde deneyimliyorum. Ama bu ne demek? Özfarkındalık gerçekten de kişinin özbilinçle davranışlarını seçme kapasitesini yaratır mı? Bu davranışlar özgürce seçiliyor mu (seçilebilir mi)? Pekiyi fiziksel süreçlerle tanımlanan bir evrende yaşıyorsak bu nasıl mümkün olabilir?
  7c. Kişi Olma Sorunu: Normalde bir kişinin bir insan olduğunu söyleriz. Ancak  Kişilerin Davranışı eserinde Peter Ossorio bunun tam doğru olmadığı argümanını ortaya atar. Ossorio’ya göre, bir kişi özfarkındalığı olan ve davranışlarının düşünsel sorumluluğunu üzerine alan biridir, ancak insan özel bir tür büyük maymundur. Bu iki kavramın birbirinden farklı olduğunu anlatmak için Ossorio birçok bilimkurgu karakterinin kavramsal boyutta kişi olduğunu (Star Wars’daki Yoda veya Jabba the Hut gibi) ancak bunların insan olmadığını söyler. Ossorio'nun analizinde aynı zamanda dil ile kişi olma arasındaki özel ilişki vurgulanırken tam olarak kişi olan örneklerin anlatımsal farkındalığı ve davranışlarını sahiplenme hissi olduğu anlatılır.  
  7d. Garip Özfarkındalık Döngüsü Sorunu: Horgan “Ben, benim,” dediğinde garip birşey oldu. Bunu öykülediğinde Horgan’ın, durumunu kavrayışı değişti. Dolayısıyla kendini garip bir döngünün içinde, anlatımsal davranışının sebebi ve sonucu karmakarışık olmuş bir halde buldu. Bilişsel Bilimci/Felsefeci Douglas Hofstader garip bir döngü olmanın dinamiklerini incelemiştir. Bence garip döngü, çift yorum problemi ve Sartre’ın insan özgürlüğünün doğası ve gerçekler ile değerlerin birleşimine dair analizleri gibi daha geniş konulara da uyarlanabilir. Sonuç olarak, sebepler ve sonuçlar, ya da birşeyi açıklamak ve onu etkilemek arasındaki ilişki açısından karmaşık sonuçlara varılabilir.


Gregg Henriques, Ph.D.

(*) Çeviren: Meltem Bilikmen

İlki Herkese Bilim Teknoloji Dergisi'nin 14 Aralık 2018 tarihli 142. sayısında olmak üzere bir yazı serisi olarak yayınlanmıştır. KDP Bloğunda üç ayrı bölüm olarak yer verilecektir.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder