Kaosa ve Kaos Yazınına Dair - I - (*)
Daha önceki makalelerim içinde çeşitli vesilelerle kendisinden söz
ettiğim halde kaos kavramı ile
ilgili başlığı olan bir yazı denemesinde bulunmamıştım.
Bunun nedenine gelince; çeşitli yazarlarca kaos ile ilgili olarak
yazılmış pek çok makalede olduğu gibi hakkında çok malumat verilebilmesine
karşın özüne yönelik hiçbir şey anlatılamamış olma olasılığının rahatsız edici
yüksekliğidir. Kısaca belirtmek gerekirse kaos hakkında yazmak hiçbir şekilde
kalemşor tipi yazar babayiğitliği ile bağdaşmaz. Hatta yazarlıkta popüler-bilimsel
denemeci tarzında “üstad-ı azamlık” derecesi bile kaos hakkında makul düzeyde bir
makale hazırlamak için yeterli beceri donanımını sağlamamış olabilir.
Nitekim bilim türünde onlarca kitabın yazarı ünlü Amerikalı popüler bilimci John
Gribbin’in KDP-Kitap’ta Tarık Akın tarafından tanıtımı yapılmış
olan Derin Basitlik (**) adlı
kitabında vurgu yaparak üzerinde durduğu gibi popüler bilimsel yazarlık
konusunda yetkin bir uzman da olsanız kaos konusunun çetrefil ve çapraşık kategorideki
karakteristik bilgi düzeyi için yeterliğiniz olmayabilir.
Yani kaos konusunu derinden ele almak bir hayli ‘zor bir zenaat’tir.
Görülüyor ki, konuya geniş kitlelere ulaşmak açısından bakıldığında
kaosu bilimsel yönden iyi bilen biri ve de ilaveten popüler bilimde usta bir yazar
olmak dahi kişiye bir yeterlik ve yetkinlik sağlamamış olabilir.
İşte belirtilen bu hususlardan ötürü 1990’ların başından beri konudan haberdar
ve pek çok defa konuşmacı olma nedeni ile de zaman içinde kaosla ilgili oldukça
geniş bilgi edinmiş olduğum halde ben de J. Gribbin gibi şimdiye dek bu konuda
bir yazı denemesinde girişmekten kaçındığımı dürüst bir şeklide itiraf
etmeliyim.
Ama sonunda denemeye karar vererek hazırlık kapsamından olmak üzere kaos
hakkında 1990 başlarından bugüne kadar edindiğim monografik türdeki kitapları
evdeki kütüphanemin raflarından toparladığımda toplam sayının yedi adet olduğunu
gördüm. İlk basımları 1980’lerin ortasından 2000’lerin ortasına dek uzanan 20
yıllık dönemde yapılmış olan yedi kitabın özet de olsa tek tek tanıtımını
yapmak makaleyi deneme tarzının dışına çıkaracağından bunu gerekli görmüyorum
ama referans olarak dip nota koyuyorum (***).
Ancak toplam da global bir değerlendirme yapmanın yaralı olacağını söyleyebilirim.
Kaos teorisi müfredat durumu itibariyle uygulamalı matematik alanına
girdiğinden bendeki bu kitapların yazarı olan dokuz kişi arasında
matematikçilerin çoğunlukta olmasını beklememe karşın yalnızca birinin pür matematikçi
ve çoğunluğunun ise doğa bilimleri dalları fizik, kimya ve özelikle de biyoloji
kökeninden gelmekte olduğunu saptadım.
Çelişkiyi etraflıca düşününce nedeni bulmak zor olmadı.
İlkin kaosun daha ziyade karmaşık olaylarda kendini gösteren bir olgu olması,
bu yönüyle biyoloji ve kimya konusundaki olaylarda örneklenmenin daha çok ortaya
çıkmasına, bu da yazarların bu alanlardan gelmesine yol açmakta olduğu yönünde
karar verdim. Ayrıca matematiğin fizik ve kimya bilimleri için sağladığı sağın
dedüktif doğrulayıcılık tarzının kaotik dünyada iş görememesi sonucu konuya
yaklaşım için betimleyicilik yaklaşımının seçilmiş olması matematikçileri kaos konusundan
uzak kalmaya meyletmiş olmalı diye düşünüyorum.
Diğer bir deyişle kaosu inceleyen konu alanındaki odak noktası nomotetik
mantık bilimleri yerine idiyografik doğa bilimleri tarafına kaymıştır demek
yerinde bir saptama olacaktır.
Gerçekten de kaotik davranan bir dizgenin ilk göze çarpan özelliği
matematiksel olarak formülleştirilmiş öngörüye izin vermeyen durumu veya diğer
deyişle hareketin gelecekteki yörünge durumunun hiç belirlenememe veya sadece sırnırlı ve bulanık olarak
belirlenebilme durumu hakkındaki karakteristiğidir. Zaten de bu nedenle böyle davranan
dizgelere kaotik damgası vurulmaktadır.
Özet bir deyişle; kaotik olaylar öngörülemez, yani kargaşa tarzında
olanlardır.
Bu anlam içlemi ile kaos sözcüğünü ilk kullananlar kadim Yunanlılardır. Ozan Hesiod, MÖ
700’lerde yazdığı düşünülen Teogoni’de
“her şeyden önce kaos vardı” diyerek sözcüğü bu anlamda kullanan ilk kişi
olmuştur. Öte yandan kaos Yunanca’da
düzensizlik, kargaşa anlamına geldiğinden bu durumda düzen kaostan gelir, yani “düzensizlikten düzen doğar” şeklinde
bir önerme ortaya çıkar ki çok dillendirilen bu özlü sözün çıkışını Hesiod’a
borçlu olunduğumuzu gösterir.
Şimdi konunun mitolojik yönünü bir yana bırakarak derinindeki anlamının
ne olduğu sorusuna cevap aramaya çalışalım derim.
Herkesin şu veya bu şekilde bildiği üzere fizik sağın, yani kesinlikli
bir bilim dalıdır. Bu duruma el vermekte olan şey ise fiziğin genel olarak doğa
olayları hakkında nedenselliğe dayanan karakterinin matematiksel formalizmle
ifade edilen doğa yasalarından kaynak alan güçlü ve tutarlı ön görülerde bulunabilmekte
olmasıdır. Oysa fizik yasalarının bu fenomenal elverişliliği kaotik olaylarda
iş görmez duruma düşmektedir.
Genel anlamda günlük dilde kaotik
olaydan anlaşılan şey kargaşa halidir. Bu anlam kapsamında kargaşa, olaylarda denetlenemezlik
özelliğine yönelik odaklanmış bir ifade olmaktadır. Öte yandan Hesiod’un dediği
de dikkate alındığında kargaşadan düzen doğar yargısına varılır ki bu da nede-sonuç
ilişkisi yönüyle denetlenebilirliği anlatmaktadır.
Kaos konusunun işte bu görüngeden bakılarak çelişikliğinin irdelenmesi kavramın
anlaşırlığına önemli katkı sağlayacağını düşünüyorum. Bu nedenle ilkin bu
türden doğa olaylarını ele almakla işe başlamak gerekir.
Genel olarak doğa olayları aşağıda verilen iki ana özelliği gösterdiğinde
kaotik dizge olma nitelliğini içlerinde barındırdıkları saptanmıştır. Şimdi gerekli
olan söz konusu özgül durumları bağlamları ile birlikte belirleyelim:
1.
Olay gelişiminin kaotik dizgesel karakter kazanması
için “faz uzayı” denen hareket/zaman
ortamında sürekli-tekrarlı “geri besleme”li
gidiş ile ortaya çıkan ve mecazen “garip
çekici” diye adlandırılmış olan bir odağa doğru peyderpey yönelmesi gereklidir.
2.
Kaotik dizgedeki olayların gelişimi için “başlangıç koşullarına hassas bağlılık” olması
gereklidir. Bu olgu “kelebek etkisi”
diye –mecazen- adlandırılmış olan dünyanın bir ucundaki bir kelebeğin kanat
çırpışının başka bir ucunda fırtınaya neden olacağı şeklinde abartılı bir ifade
kullanılarak anlatılmaktadır.
Burada tanımlanan kaotik olay çok küçük bir etkiden hareketle garip
çekiciye yönelmiş olan bir durumu ifade ettiğinden deterministik, yani belirlenimci
kaos olarak kategorilendirilir. Bu kaos tipine küresel makroskopik kaos da denmektedir ki yaşam ve kentler gibi “öz-düzenleme” yapabilen dizgelerde belirgin
olarak ortaya çıkar.
Mustafa Özcan (5 Nisan 2014)
____________________
(*) Uzunluğundan dolayı yazı iki bölümde olarak sunulacaktır. Öte yandan
başlıktaki yazın sözcüğünün bibliyografya anlamında kullanılmış olduğunu
belirtmek isterim.
(***) Z. Sardar & I.
Abrams, Kaos; J. Gribbin, Derin Basitlik, Kaos, Karmaşa
ve Yaşamın Ortaya Çıkışı; J. Cohen & I. Stewart, The Collapse of Cosmos,
Discovering Simplicity in a Complex World; F. Cramer, Kaos ve Düzen Sırat
Köprüsündeki Hayat; I. Prigogine & I. Strengers, Kaostan Düzene, İnsanın
Tabiatla Yeni Diyaloğu; D. Ruelle, Raslantı ve Kaos; J. Gleick, Kaos, Yeni bir
Bilim Teorisi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder