25 Şubat 2013 Pazartesi

Nükleer Enerji ve Küresel Isınma* (Engin Arık, 2005)

Enerji tüketimindeki hızlı artışla birlikte dünyadaki kömür, petrol, doğalgaz gibi fosil yakıtların en fazla 50 yıl içinde tükenmesi beklenmektedir. Bu fosil yakıtların çevreye yaydığı CO2 ve SO2 gibi gazlar tüm dünyanın iklimini canlıların yaşayamayacağı bir hale getirmekte, kömür santrallarından çıkan küllerdeki radyoaktivite de havada yayılarak solunum ve sindirim yolları ile vücutta depolanabilmektedir. Mevcut nükleer santrallar ise atom bombası için plütonyum üretmek üzere dizayn edilmiş, daha sonra nükleer enerji üretimine adapte edilmişlerdir. Bu eski tip santralların atık problemleri ve kaza olasılıkları nedeni ile, insanlık daha temiz, güvenli ve devamlılığı olan bir enerji kaynağına ihtiyaç duymaktadır.

Günümüzde, uranyuma ihtiyaç olmadan sadece toryum yakıt kullanan, hızlandırıcı ile tetiklenen yeni tip nükleer santrallara (Energy Amplifier), henüz deneme safhasında olmasına rağmen geleceğin ana enerji kaynağı olarak bakabiliriz. Energy Amplifier (EA) sadece enerji üretmek amacı ile dizayn edilmiştir ve çevre dostudur. Atıkları eski tip santralların atıkları kadar uzun ömürlü değildir ve atık miktarı yüzlerce defa daha azdır. Hızlandırıcı ile tetikleniyor olması nedeni ile patlama tehlikesi yoktur. Diğer enerji kaynaklarıyla karşılaştırıldığında 3 - 5 kat daha ucuz enerji sağlayabilecektir. Bir reaktör örneğin 5 ton toryum yakıtla 5 yıl boyunca 1 GW (Milyar Watt)’lık enerji üretebilecektir. Eski tip reaktörlerde aynı gücü sağlamak için 200 ton uranyum gerekir.
Ayrıca dünyada mevcut toryum rezervleri uranyum rezervlerinin 3-4 katıdır. Bu da insanlığın binlerce yıl enerji konusunda yakıt problemi yaşamaması demektir. Dünyadaki toryum rezervinin önemli bir kısmı Türkiye’dedir. Türkiye’nin halen belirlenmiş yaklaşık 400 bin ton toryum rezervinin enerji eşdeğeri 400 milyar ton petroldür. EA projesinin ilk olarak ortaya atıldığı yer CERN laboratuarıdır.

EA projesini CERN’de ortaya atan Nobel ödülü sahibi İtalyan fizikçi Prof. Carlo Rubbia, halen İtalyan Ulusal Yeni Teknolojiler, Enerji ve Çevre Araştırma Ajansı’nın (ENEA) direktörü olup, CERN’de devam etmekte olan çalışmalarının yanında, hızlandırıcı ile tetiklenen, toryum yakıtlı yeni tip nükleer santral üzerinde çalışmaktadır. 1993 yılında Rubbia’nın nükleer santrallarda uranyum yerine toryum kullanma önerisiyle başlayan çalışmaların fizibilite projesi 1998 yılında tamamlandı, santral prototipi muhtemelen 2007 yılında gerçekleşmiş olacak ve 2010’dan sonra da seri üretim başlayacaktır. Türkiye’nin zengin toryum yataklarına sahip olması, elde edilecek temiz enerji ile bu konudaki dışa bağımlılıktan kurtulması açısından büyük önem arz etmektedir.
____________________________
(*)Prof. Dr. Engin Arık tarafından hazırlanıp 20 Haziran 2005 tarihinde PetroGas dergisinde yayımlanmış olan “Bilim ve Teknolojileri geliştirmeyen ülkeler geri kalmaya mahkûmdur”  adlı yazıdan alıntıdır.  
Kaynak: http://www.petrogas.com.tr/modules.php?name=Dergi&file=article&sid=20

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder