Determinizm,
Holizm ve Kompleksite
(Homo sapiens’in Kültürel Evrimi İçin “Holistik
Bir Model Çerçevesi” -ııı-)(*)
Determinizm, holizm
ve kompleksite (yani, belirlenimcilik, bütünsellik ve karmaşıklık)
şeklinde tanımlanan bu üçlü, epistemik örüntülerin tarihsel olarak kökenini, gelişmesini ve evrilmesini ele almak üzere eytişimsel bir üçleme olan
epistemik bir tutumdur.
Burada vurgulanan
tutum terimi, doğal veya sosyal gerçekliğin
örüntülerinin “nesnel öznitelikleri”nin
anlatılması için bilim felsefesi
topluluğu tarafından bulunmuş olan ilgili kavramın
sözsel anlatım biçimi, yani göstergesidir.
Şimdi dilbilimsel açıklamanın ötesine geçerek
bilgibilimsel görüngeden yaklaşarak
konuyu irdeleyelim. Bunun için de deneysel bilimin kuramlaştırılmasının
önderliğini yapmış olan Galileo’dan
başlamak yerinde olacaktır.
Galileo, temel
yasaları temsil eden matematiksel yapıları
(örüntüleri) tanımlamak amacı
ile fiziksel olayların (fenomenlerin) matematiksel özünü elde
etmek için irdeleme sırasında beliren “engeller”in budanmak gerektiğine inanıyordu. Çünkü
gibi olgılarla baş etmenin o dönemki bilgi ve araştırma olanakları ile imkanı
yoktu.
Bu Galilean Yöntem, olağanüstü
başarılarıyla fiziğin gelişiminde kilit öğe
oldu. Bununla birlikte, yöntem
daha sonra çok eleştirildi. Çünkü doğanın esasen "basit ve düzenli"
olarak görülmesine, algılanması kabülüne, anlayışına yol açarak sonuçta "engeller" olarak kabul edilen
çeşitli karakteristik terimlerin
araştırılmama yolunun seçilmesine neden olarak araştırılan fenomenlerin temel yasalara
vardıracak ilişkisel yönlerinin dışlanması durumunu ortaya
çıkardı.
Ancak Galilean bakış açısı aynı zamanda fenomenler arasındaki nedensel bağın oynadığı merkezi rolün kabulünü de içerir. Bu
bakış (örneğin, Laplace’a göre
yanlış olarak anlaşılmış olan, kaçınılmaz olan ölçüm hataları sonucunda fenomenleri
tahmin etmenin, öngörmenin mümkün olmadığını kabul etse de), gerçekliğin mekanik-deterministik açıklaması
olan durumların nedensel doğasının ontolojik
anlamda olsa bile varlığının bulunmasına dayanır.
Özet ile belirtmek gerekirse, mekanik determinizm Newton’dan
başlayarak belirlenimci bir öngörme, tahmin şekli olarak 17. Yüzyıldan
başlayarak iki buçuk asırlık bir
süre ile matematiksel fiziğin epistemik
metodolojik dayanağı haline gelmiş
olmakla birlikte fizik ve ona yakınsamakta olan bazı diğer bilimlerdeki olayların
tanımlanıp öngörülmesinde hala önemli bir başarı kaydetmesine karşılık, karmaşıklık olaylarının egemen olduğu diğer
pekçok doğa ve beşeri-sosyal bilimlerde bu durum hiçbir elverişli sonuca yol
açmamaktadır.
Mustafa Özcan (17 Şubat 2020)
_______________
(*) Homo
sapiens’in Kültürel Evrimi İçin Holistik Bir Model Çerçevesi -ı- ve Bütünsel Olguculuk (Homo sapiens’in Kültürel Evrimi İçin Holistik Bir Model
Çerçevesi -ıı-) adlı makalerimin devamı niteliğindedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder