5 Mayıs 2017 Cuma

Bütünsel Bilim Açısından “Bilinç” İçin Bir Deneme - Bölüm 4 (Erdoğan Merdemert, 5 Mayıs 2017)


Bütünsel Bilim Açısından “Bilinç” İçin Bir Deneme - Bölüm 4

Yeniden bilinçli olmanın nörobilimsel fizyolojik yapısına dönersek, onun felsefi tariflerinden tamamen sıyrılıp sanki bir eleman organizasyonu imiş gibi ele almamız, dahası şimdi önümüzde duran bu karmaşık doku yumağını tam bir materyalist yaklaşımı ile irdelememiz gerekir. 

Madde olduğu, birimlerden oluştuğu, tam anlamı ile bir sistem mantığı ile çalıştığı, bileşenlerinin temelde aynı ama morfolojik olarak farklılıklar oluşturduğu, birimler arası bağlantı sayısının neredeyse trilyonlara ulaştığı, suyun içinde çalıştığı, yüksek sayıda paralel işlem yapabildiği halde çok ısınmadığı ve yine diğer birçok maddesel analitik özelliği olduğu doğrudur. 

İnsan beyninin bilinç açısından fizyolojik çözümlemesi, onun felsefi açıdan ele alınıp yorumlanmasından çok daha zor ve bir o kadar da masraflıdır, denekler üzerinde çalışma yapmak etik olmadığından ve yasalar ile kısıtlandığından genelde maymunlar ve fareler üzerinde çalışma yapılmaktadır. Ancak, tedavi ve araştırma amaçlı ileri görüntüleme sistemleri insanlar üzerinde kullanılmakta ve son dönem çalışmalarında oldukça başarılı sonuçlar da alınmaktadır. 

Bu görüntüleme sistemleri yapay veya doğal olarak aktif edilen beyin bölgelerinde ani kan akışlarını tespit edebilmekte ya da o bölgedeki artan enerji gereksiniminden doğan glikoz miktarını ölçebilmektedir (fMRI, SPECT ve PET ile). Dahası beynin voksel denilen hacimsel elemanlarının, piksel denilen görsel elemanlara çevrilmesi ile elde edilen bilgisayar destekli görüntüleme sistemleri ve cihazları son derece ileri görseller sunmaktadır (Tractographic DTI ve Optogenetic 3D görüntüleme teknikleri). Bu görüntüleme sistemleri ile beyin alanlarındaki ak madde yolaklarının da genel birleşik yolları gözlenebilmektedir.

Nöron bilimindeki ilk deneylerde bir nöronun tepkisi, onu uyaranın başlangıcını takiben sabit bir zaman penceresinde tepkisel ateşleme sayısını sayarak ölçülmüştür. Modern deneylerde ise genellikle aynı uyarı birçok kez tekrarlanır (40 ya da 50 kez ve 400 ms süre ile) ve tekrarlanan sunumlar boyunca elde edilen verilerin örneğin, 30 kez tekrarlanan aynı uyarana verilen sinirsel tepki, Fred Rieke ve David Warland'ın  (professor of physiology and biophysics at the University of Washington School of Medicine) ortak çalışmalarında, 30 ayrı biçim göstermektedir. Aynı uyaranın 30 tekrarındaki 30 değişik noktalama diyagramı adı geçen araştırmacıların SPIKE adlı kitabında noktalamalar ile gösterilmektedir. 

Bunun anlamı basit bir görsel uyarıya bile gösterilen algı tepkisinin olasılıksal karakterde olmasının, bu bilimin ne kadar zor bir durum ile karşı karşıya olduğunun resmidir. Burada bilim tarafından yapılacak şey, bu 30 farklı noktalama diyagramının bir ortalamasını almak (histogram) ve bunun üzerinden matematiksel olarak ilerlemektir.


Erdoğan Merdemert (5 Mayıs 2017)

Devam edecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder