12 Mayıs 2017 Cuma

Bütünsel Bilim Açısından “Bilinç” İçin Bir Deneme - Bölüm 5 (Erdoğan Merdemert, 12 Mayıs 2017)


Bütünsel Bilim Açısından “Bilinç” İçin Bir Deneme - Bölüm 5

Beni ben, seni sen ve bir başkasını da “bir başkası” yapan ne ise bilinç de o'dur dediğimizde, bunun bir varoluş eylemi ya da bir varolanın gerçekliği olarak bilinmesi yanlış olmaz, daha doğrusu bilinç için yapılmakta olan ve daha önceden yapılmış olan bilimsel tanımlamaların hiçbiri yanlış değildir. Bu konuda yanlış veya eksik ya da kısıtlı bilgilendirmeler olsa da bu, rasyonel bir ölçekle kıyaslanamadığından doğrulanması ve yanlışlanması da askıda kalacak, ve o (bilinç) orada, yapılacak diğer kıyaslamaları sessizce bekleyecektir. Bilincin bütünsel yapısının sınırları da onun bu bulanık anlatımının yapısı gibi geniş bir alanı kapsamakta ve bir cüz içine sığdırılmasını imkansız kılmaktadır. Farz edelim ki bir denek üzerinde bilinç ile alakalı, beyinsel fizyolojik bir bölge tespit edilmiş olsun ve bu bölgenin kopyası da alınabilmiş olsun (bu tarz çalışmalar bugün çok yoğun bir şekilde yapılmaktadır, zengin bir Rus işadamı bu konuda kayda değer ilerlemeler elde etmiştir), bu kopyanın gelişmiş bir bilgisayar üzerindeki simülasyonu çalışır hale gelsin. Böyle bir kopyanın şimdi bir “ben” olması aynı zamanda o bilgisayarın prosesörü üzerinde bir varlık zemininin var olması anlamına gelir. Bu bilgisayar ile bağlantılı bir kamera da etrafı gözlemlediğinde, bu varlık zemini, yani bu sanal bilinç, bir insanı artık sonsuzluğa mı taşıyacaktır? Tabii sözü edilen bu sonsuzluk, o bilgisayar var oldukça ve enerjisi kesilmedikçe sürecek olan bir sonsuzluk. 


Bu gibi teşebbüslerin sonuçlarının ne olacağını şimdiden kestirmek pek mümkün gözükmese de, hepimizde var olan doğal bilinçlilik halinin, bu kadar geniş bir araştırma alanını zorladığını bilmek, konuyu derinliğine anlamanın zorluğu ile koşut olmalı diye düşünmek yanlış olmaz. Teknik olarak insan beynindeki Alfa, Beta, Gama ve Teta dalgalarının kaynağının henüz tam olarak keşfedilememesi, zorlukların parazit ve frekanslara karışan gürültülere yüklenmesi ve en son teknolojide LFP (Local Field Potential) yani bölgesel beyin alanlarındaki daha belirgin ve gürültü ihtimali az araştırmalar tekniğine zorunlu olarak başvurulması, bilinç konusunda ilerlemeler olarak kabul ediliyor. Bu dalgaların, büyük patlamadan kalan salınımlar olabileceği bile düşüncede mümkün olabilir (en azından benim açımdan). Salınımları oldukça düşük olan bu beyin dalgaları (ortalama 4-10 Hz.), EEG gibi eski moda cihazlarla bile kolayca ölçülebildiği halde kaynağının bulunamaması onun bilinç yayılımının aynı Higgs bozonları gibi bir zemini olması olasılığını akla getiriyor ve tabii tüm bunların cesurca yakıştırmalar olma olasılığını da. En son sinirbilimsel çalışmalar kompleks beyinlerin olasılıksal çalıştığını, kısmi veya topluluk halinde ateşleyen nöronlardan alınan kayıtlarının ortalamalarının kullanılmasının gerektiğini göstermektedir ve artık şimdi burada bilinç için açığa çıkacak çok az şey vardır.

Erdoğan Merdemert (12 Mayıs 2017)

Devam edecek...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder