21 Aralık 2016 Çarşamba

Akıl ve Duygu – 3 (Timur Otaran, 21 Aralık 2016)




Öfke
Saldırgan, düşmanca, tehlikeli, patlayıcı olma gibi olumsuz özelliklerinden dolayı, duyguların genellikle olumsuz olduğunu düşündürmüş olan öfkenin, her zaman ve her yerde olumsuz olduğunu söylemek mümkün müdür? Örneğin, Truva surlarının etrafında turlayan Aşil’in arabasının arkasında sürüklenen Hektor’un ölü bedeninin hikayesini anlatan Heredot’tan bu yana bölgemizde hakim olan şeref cinayetlerinin bölge insanı tarafından olumsuz algılandığı söylenebilir mi?
İki yaşındaki bir bebeğin, kıpkırmızı kesilip ve baştan aşağı kasılıp ağlayarak sergilediği öfke ile elde ettiklerinin/edemediklerinin bilgisi ile geliştirdiği stratejiyi fark edebilen ebeveynler çocuk yetiştirme sistemlerini bu bilgi ile sorgulayabilirler. 
Aşağıdakinin üste çıkma stratejisi olan öfke, sadece birkaç dakikalık patlamalardan ibaret değildir. Uzun süreli kızgınlıklar da vardır. Bunun örneklerinden, S.Dali’nin babasına yıllarca süren öfkesi yararsız olabilir ama, Pikasso’nun Guernika tablosuna yansıttığı öfke, ince bir sanatsal forma bürünebilmiştir. Benzer şekilde. Feminist hareketin. 68’li yıllarda kadınlara ‘Öfkelenin’ demesinin sonuçları, şiddet ve saldırganlık değil, karşılıklı anlayışa dayanan yeni bir düzen getirmiştir.
Kendini ve dünyayı değiştirmek için insanın kendine biçtiği bir rol olan öfke, çoğunlukla olumlu sonuçlar doğurmasa da, ne her zaman şiddet içerir, ne de tamamen yanlıştır; diğer bütün duygular gibi, tam yerinde olduğu durumlar da vardır.

Aşk / Sevgi
Aristofanes’in insanın ikinci yarısını bulması olarak tarif ettiği aşk, fiziksel, romantik, ruhani, dostluk ve pek çok şeyin sevgisi anlamında kullanılmış, politik yanı ağır basan bir kavramdır. İlk görüşte aşk, mümkün olmakla birlikte, geçip gitmek ile ilişkiyi başlatmak arasında herkesin karar vermek için düşündüğü bir an vardır. Aşk, korku ve öfke gibi hissedilmez. Her aşk durumunun, gidilecek yolu mümkün kılan değişik bir bilgisi ve hikayesi vardır. ‘Güzelliğin on para etmez, bendeki bu aşk olmasa’ sözü, öznel değerlendirmenin önemini vurgulamakla birlikte, aşkın konusu olan nesnenin anlamını yok saymaz.
Sistemin uyarılması ile salgılanan hormonlar, duruma göre farklılık gösterir. Şehvet, romantik çekim ve bağlanma duygularında salgılanan sırasıyla, testesteron, dopamin ve oksitosin/vasopresin hormonlarının etkisi ile oluşan her bir duygu için farklı kişilere yönelmek de, kıskançlık, saplantı, düşmanlık ve acı çekmek gibi, aşktan beklenen olumlu duyguların tam tersi duygulara sahip olmak da mümkündür.

Timur Otaran (21 Aralık 2016)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder