3 Nisan 2016 Pazar

Kütüphane Haftası İçin Bir Durum Değerlendirmesi (Mustafa Özcan, 3 Nisan 2016)


Kütüphane Haftası İçin Bir Durum Değerlendirmesi

Kütüphane Haftası Türkiye'de 1964 yılından beri her Mart ayının son Pazartesi ile başlayan hafta içinde kutlanır.
Kutlamanın amacı, başta öğrenen gençler dahil olmak üzere tüm yurttaşlara okuma alışkanlığını ve zevkini aşılamak ve geliştirmektir. Böylece kitap sevgisini artırarak, okuyanın bir bilgi kaynağı olarak kitaptan daha çok yararlanmasını ve kütüphanelerin gelişmesi sağlayarak toplumsal bilinçlenmeye süreğen bir katkı vermek hedeflenmektedir.
20.yüzyılda yaşanmış olan sıcak ve soğuk savaş sonrası şimdi 21.yüzyılda yaşanmakta olan terör tipi savaşın ardından egemenlik kuracak olan bilgi savaşı döneminde başarılı olmak için Büyük güçlerce kolayca manipüle edilebilen medyayı izlemek yeterli değildir. Bu daha zor manipüle edilebilen bir bilgi ortamı olan kitabı okuyarak ve kitap yazarak Dünyayı anlayan entelektüel bir kitleye sahip olmakla mümkündür. Böyle bir entelektüel kitleye, yani entelijansiyaya sahip olma hedefi artık tüm toplumlar için hayati bir önem kazanmıştır. 
Bu nedenle gelir düzeyi bağlamında kıyaslandığında Dünya’da kitap okuma alışkanlığı bakımından ülkeler arasında çok geriden gelen Türkiye’de kitap okuma alışkanlığımızı geliştirmek konusunu temel hedef kapsamındaki bir meşguliyete dönüştürmemiz gerekmektedir. Bu yönde daha çok çabalama içinde olmamız gerektiği aşikar bir şekilde apaçık ortadadır. 
Bu nedenle bu kapsamda, başta Milli Kütüphane ve Halk Kütüphaneleri ile diğer resmi kurumlarımız olmak üzere, kitap okuma ve okutma ile ilgili dernek, oluşum, platform, ortam ve bireysel durumlarla ortaya konulacak kendilikçi görev anlayışlara daya lı çabalar büyük sorumluluklar düşmektedir.
Öte yandan şüphesiz ki, yukarıda sözünü ettiğim bu “dünyasal bilgi savaşı”nın galiplerinden biri olmak Türkiye Cumhuriyetinin de en doğal hakkı ve hedefidir. Buna ulaşmaktaki yolu ise, küresel düşünüp yerel hareket eden, yani gerçek anlamıyla bilgi toplumu olmaktan geçmektedir. Bu doğrultuda bilgi toplumu olabilmek içinse doğaldır ki, duygudaşlığa, hoşgörüye, adalete, özgürlüğe, dayanışmaya, doğal çevreye, eğitime, bilime ve araştırmaya birinci derecede önem vermek gerekmektedir.
Hafta münasebeti ile bu kapsamda görev üstlenmiş Türkiye’deki halk kütüphanelerinin amacından söz etmeden geçmemek gerekir. 
Halk Kütüphaneleri, sorunları bilgi ile çözebilen mutlu, başarılı, tatminli, dolayısıyla çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmış bir bilgi toplumu yaratmayı, Ulusal Kültür mirasımızı yaşatarak ve gelecek kuşaklara aktararak bölgenin kültürel, sosyal ve teknolojik kalkınmasında önder olmayı kendisine şiar edinmiş bir vizyon ve misyona sahiptir.

Herkesin durumdan kendiliğinden sorumluluk üstlenerek  bu Hafta içinde bir kütüphane ziyareti ile bu evrensel olguya katkı sağlamasını dilerim.

Mustafa Özcan (3 Nisan 2016)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder