4 Mayıs 2013 Cumartesi

Farkındalık (Erol Erbirer, 4 Mayıs 2013)


Farkındalık

Yaşamak nedir;  yaşamak farkında olmaktır. Temel olarak zeka da farkındalıkla başlar. Farkındalık herkes için farklı anlama gelir.  En temel haliyle, farkındalık şimdiki deneyimlerimizle olanları kabul ederek ve yargılamadan doğru olanla temas kurma ile ilgilidir.

Farkındalık  “şu anda yaşıyorum” sorunu yanıtlamak için, kendi düşüncelerini  duygularını ve bedenini gözlemlemesi yoluyla elde edilen zihinsel bir durum olarak ta tarif edilebilir. Farkındalıkta dikkat yargısız bir şekilde kendine odaklanmaktır.

Bir çok öğretinin temeli öncelikle kendimizi bilmeyi öğrenme yoluna girip daha sonra buna bağlı gerçeği arama yolunda ilerleyebilmektir. Çünkü gerçek bilgi içimizde mevcuttur. Bu nedenle kendini bilmek bütün bilimlerin temelidir.  Doğru bilgi doğru erdemleri gerçekleştirir. Kendini bilmenin tek yolu ne kadar zor olursa olsun onunla yüz yüze gelebilmektir.  Bu kaçınılmazdır.

Çıkar, maddecilik, güvensizlik, korku kalın bir kabuğun altında kalır. Bu nedenle son aşama olan kendini bilmeyi öğrenmek zordur. Ama zorluklarla mücadeleye girişmiş bir akılda daima güzellikler bulunur. İnsan tüm tutkularından arınmalıdır. Çünkü tutku demirin  üzerindeki pas gibidir, onun parlaklığını gerçek yüzünü örter. Gerçek  her yaprağın altında, her gülüşte, her göz yaşında, duygularında, düşüncelerindedir. Çünkü yaşamın kendisi koşulsuz farkındalıktır. Onu gizleyen örtüyü kaldırırsak kendimizi keşfederiz. İnsanlığın diğer canlılardan farkı gördüklerinin ardına geçebilmesidir. Sekiz yaşındaki inançları ile otuz yaşında kendini hala iyi ve mutlu hissedebiliyorsa ömrünü boşa harcamış demektir.  Yaşamın kendisi de farkındalık sürecinde sürekli öğrenmek, öğrendiklerini yaşayıp yayabilmektir.

Farkındalık katılımcı anlamındadır. Katılımcı anlamının metodu bütüncüldür.

1-Birinci düzey bilgi,
2-İkinci düzey sezgi,
3-Üçüncü düzey anlayıştır.

Bu da farkındalık sayesinde olur. Bilge kişinin en önemli özellikleri bağlantısız olmaları ve olaylara, üstten, tarafsız olarak bakabilmeleridir. Tarafsız olmak tümüyle liberal olmak demek değildir. Tarafsız kişinin görüşü “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” de değildir. Tarafsız kişi taraftar değildir yani konuya ve görüşe fanatik olarak bağlı değildir. Ayrıca hiçbir ideolojinin savunucusu da değildir. O sadece bütünün hayrına düşünür, bütünün hayrına olanların aynı zamanda kendi hayrına da olacağını bilir.


Erol Erbirer (4 Mayıs 2013)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder