17 Şubat 2020 Pazartesi

Determinizm, Holizm ve Kompleksite (Homo sapiens’in Kültürel Evrimi İçin “Holistik Bir Model Çerçevesi” -ııı-)(*) (Mustafa Özcan, 17 Şubat 2020)



Determinizm, Holizm ve Kompleksite
(Homo sapiens’in Kültürel Evrimi İçin “Holistik Bir Model Çerçevesi” -ııı-)(*)

Determinizm, holizm ve kompleksite (yani, belirlenimcilik, bütünsellik ve karmaşıklık) şeklinde tanımlanan bu üçlü, epistemik örüntülerin tarihsel olarak kökenini, gelişmesini ve evrilmesini ele almak üzere eytişimsel bir üçleme olan epistemik bir tutumdur.

Burada vurgulanan tutum terimi, doğal veya sosyal gerçekliğin örüntülerinin “nesnel öznitelikleri”nin anlatılması için bilim felsefesi topluluğu tarafından bulunmuş olan ilgili kavramın sözsel anlatım biçimi, yani göstergesidir.

Şimdi dilbilimsel açıklamanın ötesine geçerek bilgibilimsel görüngeden yaklaşarak konuyu irdeleyelim. Bunun için de deneysel bilimin kuramlaştırılmasının önderliğini yapmış olan Galileo’dan başlamak yerinde olacaktır.

Galileo, temel yasaları temsil eden matematiksel yapıları (örüntüleri) tanımlamak amacı ile fiziksel olayların (fenomenlerin) matematiksel özünü elde etmek için irdeleme sırasında beliren “engeller”in budanmak gerektiğine inanıyordu. Çünkü gibi olgılarla baş etmenin o dönemki bilgi ve araştırma olanakları ile imkanı yoktu.

Bu Galilean Yöntem, olağanüstü başarılarıyla fiziğin gelişiminde kilit öğe oldu. Bununla birlikte, yöntem daha sonra çok eleştirildi. Çünkü doğanın esasen "basit ve düzenli" olarak görülmesine, algılanması kabülüne, anlayışına yol açarak sonuçta "engeller" olarak kabul edilen çeşitli karakteristik terimlerin araştırılmama yolunun seçilmesine neden olarak araştırılan fenomenlerin temel yasalara vardıracak ilişkisel yönlerinin dışlanması durumunu ortaya çıkardı.

Ancak Galilean bakış açısı aynı zamanda fenomenler arasındaki nedensel bağın oynadığı merkezi rolün kabulünü de içerir. Bu bakış (örneğin, Laplace’a göre yanlış olarak anlaşılmış olan, kaçınılmaz olan ölçüm hataları sonucunda fenomenleri tahmin etmenin, öngörmenin mümkün olmadığını kabul etse de), gerçekliğin mekanik-deterministik açıklaması olan  durumların nedensel doğasının ontolojik anlamda olsa bile varlığının bulunmasına dayanır.

Özet ile belirtmek gerekirse, mekanik determinizm Newton’dan başlayarak belirlenimci bir öngörme, tahmin şekli olarak 17. Yüzyıldan başlayarak iki buçuk asırlık bir süre ile matematiksel fiziğin epistemik metodolojik dayanağı haline gelmiş olmakla birlikte fizik ve ona yakınsamakta olan bazı diğer bilimlerdeki olayların tanımlanıp öngörülmesinde hala önemli bir başarı kaydetmesine karşılık, karmaşıklık olaylarının egemen olduğu diğer pekçok doğa ve beşeri-sosyal bilimlerde bu durum hiçbir elverişli sonuca yol açmamaktadır.

Mustafa Özcan (17 Şubat 2020)
_______________
(*) Homo sapiens’in Kültürel Evrimi İçin Holistik Bir Model Çerçevesi -ı- ve Bütünsel Olguculuk (Homo sapiens’in Kültürel Evrimi İçin Holistik Bir Model Çerçevesi -ıı-) adlı makalerimin devamı niteliğindedir.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder