3 Aralık 2011 Cumartesi

Sistem Düşüncesinin Boyutları (Mustafa Özcan, 30 Kasım 2011)

Sistem ile ilgili yazı dizisinin Kasım ayı’nın ortasındaki ilkinde, özanlam konusunu irdeleyerek bu kavramın içlemi için başlama vuruşu yapmıştım. Şimdi ise bu ikinci denemede sistem düşüncesinde boyutlar konusunu ele alarak bir bakıma kavramın kaplamını, yani sınırlarının nerelerden geçmekte olduğunu ortaya koymak istiyorum. Kaplam da içlem gibi anlambilimsel kökenli dilbilimsel bir terimdir. Ayrıca sözcükbilimsel (leksikalojik) “kavram haritalama” işleminin kaplam kavramının doğasını en yetkin şekilde gösteren örnekselleyici bir yöntem olduğunu da burada yeri gelmiş iken belirtmek isterim. Ancak haritalamadaki bağlantıların şekil ve silsilesini anlambilimsel (semantik) görüngede (perspektifte) yazı diline aktarmak pek de olanaklı olmadığından, anlatımda genelde sadece düğümler (içlemler) hakkında bilgi verilmek yoluyla konular ele alınmaktadır. Ben de bu yolu izleyeceğim...

Önce sistem kavramının günlük dildeki uzantısal içlemi, düğümü, karşılık terimi olabilecek kavramları arayalım. Karşılık bulmak için en iyi yol sistemin özniteliklerine bakılarak yapılacak bir aramadır. Bu bizi ilk aşamada “işlevi, yönü olan bir nitelik”, yani “amaç” ve bütün” kavramlarına götürecektir. Gerçektende sistem sözcüğü yaygınlaşmadan önce pek çok insan gündelik etkinliklerinde sistem terimi yerine bu iki kavramı kullanmıştır.

Sanatsal etkinliklerde ise ürünün yani yapıtın resim mi, müzik mi yoksa yazın mı olmasına bağlı kalmaksızın “bütünlük ve amaç” olgusunun ortaklaşa karşılığı için kompozisyon terimi seçilmiştir.Hümaniter disiplinlerin bir diğeri olan felsefede sistem kavramının karşılığı arandığında terminolojinin bollaştığı hemen görülür. Nitekim yaşam felsefesi, ideoloji, dünya görüşü, hatta tüm izm’lerin hep birer sistem kavramı olarak ele alınması olanaklıdır! Çünkü hepsinin de yönü ve bütünlüğü vardır. Ama ben kendi irdelememde dünya görüşü kavramını en uygun seçim olarak görüyorum.

Sosyal bilimlerde sistem kavramının karşılığı için yapı-işlev ve organizasyon terimleri ele alınarak irdelenebilir. Yapı-işlev doğal nitelikli olan olgulara daha yakın bir kavram iken, organizasyon daha çok yapay bir ırayı çağrıştırmaktadır. Bu içlemsel farklılıklar terimlerin dilbilimsel-pragmatik açıdan kullanım alanlarını da belirler: Şöyle ki; sosyal bilimlerde doğal alan bilgilerini inceleyen disiplin olan antropoloji yapı-işlev kavramına daha çok başvurur iken, yönetimbilim ve sosyoloji disiplinlri için organizasyon sözcüğü bu alanlarda sistem kavramının tam karşılığı olan bir terimdir.

Daha sağın bilimlere doğru giderek irdelemeyi sürdürürecek olursak doğa bilimlerini temsilen biyoloji bilim dalında organizma sözcüğü sistem kavramını karşılayan en yakın terim olduğunu görürüz. Fizik, kimya, jeoloji ve ekolojide ise sistem kavramı için terimin kendisi kullanılmaktadır.

Son olarak da bilimlerin kraliçesi matematiğe bakalım. Sistem kavramı için burada en uygun terim ya terimin kendisi ya da işlev sözcüğüdür. Elbetteki tüm bu bilgi kuramsal alanlardaki sistem kavramı karşılıkları söz konusu bilgi alanının niteliğini yansıtmakta olduğundan terimler içlemleri itbariyle birbirleriyle tam olarak örtüşmezler. Ancak öte yandan bunlar yopluca sistem kuramındaki sistem kavramı teriminin somut kaplam ve soyut içlemini oluşturan kaynaklar olarak ayrı bir disiplinin, sistem biliminin doğuşunun da etmenleridirler.

Ekim’deki denemelerle sistem kavramınının anlaşılırlığına bu doğrultudaki üslup ile elimden geldiğince katkıda bulunmayı sürdüreceğim.

Mustafa Özcan (30 Kasım 2011)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder